12. Hukuk Dairesi 2016/15099 E. , 2017/6954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarihleri ve numaraları yazılı mahkeme kararlarının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlunun, ödeme emrinin tebliğ tarihinde yurt dışında bulunması nedeniyle tebligatın usulsüz olup, takipten 02.11.2014 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 02.11.2014 olarak düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka bâtıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK"nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı kararı).
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetinin yasal dayanağı, İİK"nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi öğrenme tarihine göre şikayetin, yukarıda anılan maddede belirtilen yasal süre içinde yapılıp yapılmadığının tesbiti gerekir.
Şikayet dilekçesinde, borçlunun takipten 02/11/2014 tarihinde haberdar olduğunun bildirildiği, icra mahkemesine ise şikayet yoluyla 30.03.2015 tarihinde başvurulduğu bu durumda, usulsüz tebliğ şikayetinin İİK"nun 16/1. maddesinde öngörüldüğü üzere yasal 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re"sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının, mahkemenin asıl kararına, borçlunun ise 22/10/2015 tarihli ek kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.