Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların ilk kez 2004 yılında evlendiklerini, 2006 yılında da boşandıklarını, 2009 yılında tekrar evlendiklerini; ancak, davalının, mizaç itibariyle uyumsuz ve saldırgan birisi olduğunu, müvekkilini bir çok kez dövdüğünü, ailesine hakaret ettiğini; bu nedenle 6284 sayılı yasa gereği tedbir kararı verildiğini; müvekkilinin baba evine sığınmak zorunda kaldığını belirterek; davacı için aylık 600 TL, müşterek çocuk için de aylık 400 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde; eşini dövmediğini, tartışma sırasında eşinin yere düştüğünü, davacı eşinin nafakaya ihtiyacı bulunmadığını savunup; davacı için nafaka talebinin reddine, müşterek çocuk için ise aylık 200 TL nafakanın hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulü ile, davacı için aylık 350 TL, müşterek çocuk için aylık 250 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu bir gelirinin bulunmadığı; davalının ise, ortalama 1500 TL aylık gelirinin bulunduğu, ayrıca 275 TL kira kira gelirinin olduğu saptanmış bulunmaktadır. O halde, mahkemece; davacı ve müşterek çocuğun geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK" nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, davacı ve çocuk lehine daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekmektedir. Davalının saptanan gelir durumu gözetildiğinde, mahkemece hükmedilen nafaka miktarı, çok az olup, hakkaniyete uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.