10. Hukuk Dairesi 2018/2384 E. , 2018/4787 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, “…5510 sayılı Kanunun 102’nci (506 sayılı Kanunun 140) maddesinde davalı Kurum tarafından verilen idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme uyarınca; idari para cezasını gerektiren şartlar oluştuğunda Kurum tarafından verilecek idari para cezası ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde, idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Ne var ki; Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmayacaktır.
6183 sayılı Kanunun 55"inci maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda ise, 5510 sayılı Kanunun 102"nci maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün sonucu araştırılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, kesinleşen idari para cezası miktarının tespitiyle, ancak bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Kanunun 58"inci maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır.” hususları belirtilmiş olup, bozma sonrası, mahkemece, davalı kurumun idari para cezalarının kesinleştiğini ispatlayamaması nedeniyle Kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmettiği anlaşılmış ise de; söz konusu hüküm eksik incelemeye dayalıdır.
6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 1. fıkrası, “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmüne amir olup, konusu kalmayan işbu dava hakkında mahkemece, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu değerlendirilip sonucuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği belirgin olmakla, her ne kadar Kurumun söz konusu idari para cezalarının kesinleştiğini ispatlayamaması nedeniyle kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmiş ise de, dava dosyasından, davacının kendisine tebliğ edilen idari para cezalarına süresinde itiraz ettiği ve davalı Kurum tarafından bu itirazların reddedilmesi üzerine, davacının bu kararların iptali için idare mahkemesine dava açtığı yönünde bir beyanı bulunmadığı gibi bu cezalara ilişkin herhangi bir idare mahkemesi kararının da işbu dava dosyası içerisinde olmadığı belirgin olduğundan, mahkemece, belirtilen açıklamalar ve tespitler ışığında söz konusu idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediği değerlendirilip sonucuna göre yargılama giderleri yönünden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.