13. Hukuk Dairesi 2016/11852 E. , 2019/760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava konusu otomobilin 16.03.2012 tarihinde davalıdan satın alınmış olunduğunu, bir müddet sonra aracın elden çıkarılması istenildiğinde otomobilin bagaj kapağı, tavan, sol arka kapı ve ön kaputun boya işlemi görmüş olduğunu ya da değiştirilmiş olduğunun öğrenildiğini, davalı nezdinde yapılan girişimlerin neticesiz kaldığını ve aracın ayıplı bir ürün olduğunu ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmenin iptali ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesi ile birlikte 3.500,00.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalı, ilk derece yargılama makamına sunmuş olduğu yanıt dilekçesi ile dava konusu araçta bir ayıp bulunmadığını, iddianın ispata muhtaç olup, var ise dahi boya özürlerinin kullanıcı elinde iken oluşup oluşmadığının tespitinin gerektiğini, aracın boya kalınlıklarının standartlar içinde bulunduğunu ve bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, bu davasında, davalıdan sıfır olarak tabir edilen kullanılmamış durumda aldığı aracın kaportasının farklı bölümlerinde satın alınmazdan evvel boyama/değişim işlemi yapıldığını, bu konuda ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/104 D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, bu tespit raporuna göre, dava konusu aracın arka bagaj kapağındaki civataların sökülmüş ve yeniden sıkılmış olduğu, ayrıca bazı bölgelerinde asıl boya kazındıktan sonra sacın orijinal halde gri renkte olması gerektiği halde siyah veya mat antipas boyalı olduğu göz önüne alındığında aracın sol ön çamurluğunun, sol arka kapısının, arka bagaj kapağının ve ön kaput sacının değişmiş ve boyalı olduğu, üst tavan sacında boya kalınlıklarının olmasına rağmen daha sonra yapılan vernik ve pasta polisaj işlemlerinden dolayı boya ölçüm kalınığı olabileceği yönünde kanaat bildirildiğini ileri sürerek, dava konusu aracın ayıplı olduğu savıyla dava yoluna gitmiş, davalı davanın reddinin gerektiğini savunmuş; mahkeme ise, aldırılan kök ve ek bilirkişi raporlarında, bilirkişilerin aracın kaza sonucu değişen veya işlem gören iki kaporta aksamı dışında boyasının orijinal olduğu yer yer boya kalınlığının olmasının doğal ve ön görülen tolerans değerleri arasında olduğunu ve davaya konu aracın ayıplı olmadığını rapor etmiş olmalarını gerekçe göstermek suretiyle, davanın reddine karar vermiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, dosya içerisinde bulunan değişik iş tespit raporu ile yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişilerce dosyaya sunulmuş olan raporlar arasında açık çelişki bulunmaktadır. Hal böyleyken, mahkemece yapılacak iş, öncelikle bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderici, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bilirkişi heyetinden, tarafların sorumluluğu ile ilgili, davalıya atfı kabil bir kusur olup olmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 2.bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.