18. Hukuk Dairesi 2014/428 E. , 2014/3188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2010
NUMARASI : 2009/468-2010/43
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan S.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 sayılı Kamulaştırma Yasası’nın 4650 sayılı Yasayla değişik 18.maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın ve üzerindeki muhtesatın mülkiyeti ile ilgili bir dava olması halinde bu davanın tüm taraflarının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasında da taraf olarak gösterilmesi gerekmektedir.
Dava konusu 123 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan ağaç ve yapıların Afşin Asliye hukuk Mahkemesi"nin 2007/346 Esas-2008/927 Karar sayılı ilamı ile dava dışı H. S.."e ait olduğunun tespitine karar verildiği gözetilerek söz konusu dava dosyasında taraf olup da eldeki kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili davasında yer almayan davacı tarafın davaya dahil edilip taraf teşkili yapılmadan işin esası hakkında karar verilmesi ve dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların aidiyetine ilişkin söz konusu davanın kesinleşmesi durumunda bu ağaç bedellerinin ilerde hak sahibine ödenmek üzere vadeli hesaba yatırılması gerektiği de düşünülmeden eldeki davanın taraflarına ödenmesi yolunda hüküm kurulması,
2-Kamulaştırılan taşınmazda bulunan enkazın alınması mal sahibinden istenemez. Başka bir ifade ile taşınmaz maliki enkazı almaya zorlanamaz. Takdir komisyonu, enkazın mal sahibine ait olduğunu belirtmiş, mal sahibi de buna itiraz etmemiş ve dava konusu yapmamış ise enkaz değeri tespit edilerek bu bedelin kamulaştırma bedelinden düşülmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa, enkaz belirlenen bedelden düşülemez. Mahkemece taşınmaz üzerinde mevcut yapıların enkazının akıbetinin araştırılması, kim tarafından alındığının saptanması ve sorucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda hiçbir inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
3-Bundan ayrı;
Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla (acele el koyma dosyasında dava açılmadan önce ödenen kısmın mahsubu ile mahkemece dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği 18.04.2008 tarihinden karar tarihi olan 11.02.2010 tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.