16. Hukuk Dairesi 2020/424 E. , 2021/1835 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, ne var ki, uyuşmazlığın çözüme kavuşabilmesi için gerekli olan hava fotoğraflarından yararlanılmadığı belirtilerek, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve bu keşifte nizalı taşınmazın öncesinin ne olduğu, davacı tarafça ne şekilde kullanıldığının belirlenmesine çalışılması, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle, toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden de aynı hususta rapor alınması ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında tescil harici alanda kalan nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/2-a maddesi uyarınca uygulama kadastrosu çalışması yapılmış ve nizalı taşınmaz bölümü, kuzeyinde bulunan 2749 parsel sayılı orman vasıflı taşınmazın içine dahil edilmek suretiyle 113 ada 513 parsel numarasıyla tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 113 ada 513 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi Hasan Alabuğa"nın 04.01.2018 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 5.365,24 metrekarelik kısmının ifrazı ile Hazine adına olan tapu kaydının iptaline, taşınmazın ayrı bir parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... İdaresi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., dava dilekçesinde hudutlarını belirttiği taşınmaz bölümünü 40 yıldır zilyetliğinde bulundurduğunu, ancak kadastro sırasında bu yerin tescil harici alanda bırakıldığını ileri sürerek, nizalı taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, hükme esas alınan 26.03.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5.054,00 metrekarelik taşınmaz bölümü yönünden, davacı lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ve hükmün temyizi üzerine karar, Dairemizin 13.06.2016 Tarih, 2015/6533 Esas, 2016/6541 Karar sayılı ilamıyla, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur. Bozma sonrası Mahkemece yapılan yargılama sırasında, nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu çalışma alanında 3402 sayılı Yasa’nın 22/2-a maddesi uyarınca uygulama kadastrosu çalışması yapılmıştır. Uygulama kadastrosu sırasında, nizalı taşınmaz bölümüne komşu, orman vasıflı eski 2749 parsel sayılı taşınmaz, nizalı taşınmazı da içine alacak şekilde 113 ada 513 parsel numarası altında tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümünün orman vasfında olmadığı, nizalı taşınmaz bölümünde, uygulama kadastrosu yapılmadan önce davacı lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yargılama sırasında nizalı taşınmaz bölümünde uygulama kadastrosu çalışması yapılmış olmakla, eldeki dava aynı zamanda uygulama kadastrosuna itirazı da içerir hale gelmiş olup, tescil davası yönünden, uygulama kadastrosuna itiraz davasının ön mesele teşkil edeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; eldeki dava sebebiyle, dava konusu 113 ada 513 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosu tespitinin kesinleşmediği, mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı da göz önünde bulundurularak, Mahkemece, tescil davası elde tutulup, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davanın, eldeki davadan tefriki ile görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine gönderilmesi, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davanın sonucunun beklenilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.