17. Ceza Dairesi 2016/17388 E. , 2018/15481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükmün gerekçe kısmında; sanığın sabıkasının bulunması, kişilik özellikleri ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede olumlu kanaat oluşmaması nedeniyle hakkında yasal şartları oluşmamakla seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına karar verildiği, 25.04.2010 tarihli olay yeri inceleme raporunda; iş yerinin giriş kapısının önündeki, daraba tabir edilen demir korkuluk asma kilitlerinin kırıldığının yazılması karşısında; tebliğnamede yer alan mala zarar verme suçundan kurulan hükümde gerekçe gösterilmeden seçenek yaptırımların uygulanmadığı ve zararın tespit edilmesi yönündeki düşüncelere iştirak edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla, sanığın tekerrüre esas alınan Gaziantep 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/327 Esas ve 2009/140 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesinde yazılı güveni kötüye kullanma suçuna ait olduğu ve CMK"nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası bu suçun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması, infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ... ve vasisinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
2-Sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Hükmün gerekçe kısmında; sanığın sabıkasının bulunması, kişilik özellikleri ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede olumlu kanaat oluşmaması nedeniyle hakkında yasal şartları oluşmamakla seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına karar verildiğinin yazılması karşısında; tebliğnamede yer alan iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde gerekçe gösterilmeden seçenek yaptırımların uygulanmadığı yönündeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Dosya kapsamına göre, kolluk görevlilerinin saat 05.20 sıralarında suç işlendiği ihbarını aldıklarına dair tutanak tanzim ettikleri olayda, UYAP sorgulamasında suç tarihinde güneşin yaz saati uygulaması da dikkate alındığında TCK"nın 6/1-e maddesine göre saat 04.34"e kadar ki zaman diliminin gece olarak kabul edilmesi gerektiği, sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmediği, suçların gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince eylemlerin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerde TCK"nın 143. ve 116/4. maddeleri uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
2-Sanığın birden fazla kişi ile işyeri dokunulmazlığını ihlal etmesi karşısında hakkında TCK"nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
3-Sanığın tekerrüre esas alınan Gaziantep 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/327 Esas ve 2009/140 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesinde yazılı güveni kötüye kullanma suçuna ait olduğu ve CMK"nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası bu suçun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve vasisinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 03.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.