7. Ceza Dairesi 2014/17787 E. , 2015/1342 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 7 - 2013/55951
MAHKEMESİ : Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2012
NUMARASI : 2012/238 (E) ve 2012/833 (K)
SUÇ : 4733 sayılı Yasa"ya aykırılık
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Sanık hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesi sonunda;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, d ve e bentlerinde belirtilen hak yoksunluklarının cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, aynı madde ve fıkranın c bendindeki hak yoksunluklarının ise kendi alt soyu bakımından koşullu salıverme tarihine, diğer kişiler bakımından cezanın infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 322.maddesi uyarınca 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın hükümden çıkarılması ile yerine "Sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 53/l-a,b,d,e bentlerinde belirtilen haklarından aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca hapis cezasının infazının tamamlanıncaya; 53/1-c maddesinde yazılı haklardan ise anılan maddenin 3.fıkrası uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine, diğer kişilere yönelik bu hakları bakımından aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, oybirliğiyle;
II- Suçta kullanılan nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz incelemesi sonunda;
Mahkeme tarafından malen sorumlu S.. S.."in olayla ilgili bilgi ve görgüsünün sorulması için talimat yazılmış ancak adresinin tesbit edilememesi nedeniyle bila ikmal iade edilmiş, nakil vasıtası araç üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen raporda "aracın tanker kısmının orta tarafında zula tabir edilen özel bölüm oluşturulduğu ve bahse konu sigaraların bu bölümde yakalandığı" belirtilmiş, sanık talimatla alınan 24.09.2012 savunmasında araç içinde herhangi bir bölme yapmadığını
beyan ettiği cihetle; anılan rapor eklenerek ve sanığın savunması da belirtilerek mal sorumlusu S.. S.."in olayla ilgili bilgi ve görgüsünün sorulduktan sonra nakil aracının müsaderesi hususunda karar verilmesi gerekirken aracın iyiniyetli üçüncü kişiye ait olduğundan bahisle iadesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.01.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Nakil vasıtası araç üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen raporda "aracın tanker kısmının orta tarafında zula tabir edilen özel bölüm oluşturulduğu ve bahse konu sigaraların bu bölümde yakalandığı" belirtilmiş, sanık talimatla alınan 24.09.2012 tarihli savunmasında aracın içinde herhangi bir bölme yapmadığını beyan ettiği cihetle; anılan rapor eklenerek ve sanığın savunması da belirtilerek mal sorumlusu S.. S.."in olayla ilgili bilgi ve görgüsünün sorulduktan sonra nakil aracının müsaderesi hususunda karar verilmesi gerekirken aracın iyiniyetli üçüncü kişiye ait olduğundan bahisle iadesine karar verilmesini bozma nedeni yapmıştır.
Yerel mahkeme hükmü sadece sanık tarafından temyiz edilmiştir. Aleyhlerinde temyiz yoktur.
CMUK"nun 326. maddesi son fıkrası aleyhe temyiz olmadığı takdirde, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle verilen cezadan ağır olamaz hükmünü amirdir.
Çoğunluk görüşüne göre her ne kadar zoralımın güvenlik tedbiri olduğu, ceza niteliği olmadığından aleyhe bozma yasağına konu olamayacağından söz edilmekte ise de; mahkemece iadesine karar verilen eşya bizatihi yasak nitelikte yasalar gereği zoralımı zorunlu bir eşya olmayıp, kaçak eşya naklinde kullanılan taşıma aracıdır. Aracın kendisi kaçak olmayıp, yasa dışı yollardan elde edildiğine dair de hiçbir belge yoktur. Bu nitelikteki bir aracın zoralımı, sanığın mülkiyet hakkını sonlandıran ceza niteliğini taşıyan bir karardır. Zoralımın, ceza yasasında güvenlik tedbirleri bölümünde düzenlenmesi her
koşulda güvenlik tedbiri olduğu şeklinde yorumlanmamalıdır. Olayımızda olduğu gibi zoralım kararı, sanık yönünden ceza gibi sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle de hukuki niteliği güvenlik tedbiri olarak yorumlanmaz. Sanık hakkının ihlali anlamına gelir.
Aleyhe bozma yasağının bir amacı da, sanıkların temyiz yasa yoluna başvurmaktan korkmamasını sağlamak, hak arama özgürlüğünün önünü açmaktır.
Anayasamıza göre TC hukuk devletidir.
Hukuk devleti, devlet organlarının tüm eylem ve işlemlerinde hukuka uygun davranan devlet olarakta tanımlanmaktadır.
CMUK"nun 326. maddesi son fıkrasının dar yoruma tabi tutularak, aleyhe değiştirmeme ilkesinin mutlak surette ve sadece verilen ceza miktarı ile sınırlı tutularak, sanık aleyhine sonuçlara yol açmak ceza ve usul yasalarının temel esprisine aykırı olup, hukuk devleti ilkesini de zedeler niteliktedir.
Suçta kullanılan nakil vasıtasının aleyhe temyiz olmadığı halde bozulması, sanık yönünden bozmaya uyulduğu taktirde önceki hükümden çok daha ağır hukuksal sonuçları doğuracağı açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı 2 numaralı bozma kararına katılmıyorum.