4. Hukuk Dairesi 2014/2861 E. , 2014/17663 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl aleyhine 18/05/2011 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 02/07/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 18/11/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil ... ve vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve davalılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın bundan mahsubuna 23/12/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; davacı tarafından temyiz edilen hükmü Dairemiz çoğunluğu onamıştır.
Uyuşmazlık, ... Gazetesi"nin 27/12/2010 günlü nüshasının 3. sayfasında davalılardan ... tarafından kaleme alınan "Kayseri"de kefillik ile rezillik buluştu" başlıklı köşe yazısındaki; ..."dan olayı kapatmak için gönderildiğini söyleyen ve Bakan ..."ın da avukatlığını yapan ... adlı bir hukuk mezunu, ..."de ... Başsavcı Vekili ... ile adaleti yönlendirme işbirliğine girmiş, ... Mahkeme ve üst mahkeme de AKP"li avukat ile Başsavcı Vekili"nin yönlendirmesine girmiş."" şeklindeki ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu yazıda ... Cumhuriyet Başsavcı Vekili olan davacının, bir siyasi partinin avukatı ile işbirliği yaparak adaleti yönlendirdikleri söylenmek suretiyle davacının tarafsızlığına ve bağımsızlığına gölge düşürülmüş, mesleki onur ve itibarı açıkça zedelenmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesinde ve 5187 sayılı Basın Kanunu"nun l. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu konuda bir duraksama ve uyuşmazlık bulunmamakladır. Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler Bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24. ve 25. maddesinde yer alan ve yine Özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Diğer yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre, Sözleşme"nin 10. maddesinin 2. paragrafında açıkça belirtildiği gibi, ifade özgürlüğünün kullanılması beraberinde bazı ödev ve sorumlulukları da getirmektedir. Diğer bir anlatım ile ifade özgürlüğünü kullanan her birey, bu özgürlüğü kullanırken bazı ödev ve sorumlulukları da üstlenmektedir. Bu bağlamda üç tür kısıtlama öngörülmüştür. Bunlar; kamu yararı, diğer bireylerin haklarının korunması ve yargı erkinin otorite ve tarafsızlığının korunmasıdır.
Kamu görevlilerinin vazifelerini yerine getirirken performanslarını etkilemeyi ve kamuoyunun bu kişilere olan güvenine zarar vermeyi amaçlayan aşağılayıcı ve hakaret içerikli saldırılara karşı korunması zorunludur. AİHM"nin 10. madde çerçevesinde, kamu görevlilerine yönelik izin verilebilen eleştirinin sınırlarının ilgili kamu makamının kapsamı ve niteliğine ve bu makama verilen yetkilere bağlı olduğunu kabul etmiştir. Kamu görevlileri siyasetçilerden farklı olarak, kendilerini kamuoyunun denetimine açmamakta, ayrıca görevlerini yerine getirirken kamuoyunun güvenine ihtiyaç duymaktadır.
Ayrıca, davalılardan ... hakkında, kamu görevlisine basın yoluyla hakaret suçundan açılan ceza davası ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/25 Esasında sürmektedir. Borçlar Kanunu"nun 53. ve Türk Borlar Kanunu"nun 74. maddesine göre, beraat kararı hukuk hakimini bağlamasa da, mahkumiyet kararındaki maddi olgular ve belirlemeler bağlayıcı olacaktır.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ile öncelikle ceza davasının neticelenmesi ve kesinleşmesi beklenerek sonucuna nazaran bir karar verilmesi gerekirken buna uyulmaması, esas yönünden de davacının kişilik hakkına saldırı gerçekleştiğinden uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmemesi doğru olmadığından Dairemiz çoğunluğunun kararına katılmıyorum. 23/12/2014