19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/19146 Karar No: 2015/11407 Karar Tarihi: 28.09.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/19146 Esas 2015/11407 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2014/19146 E. , 2015/11407 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle bu istemin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, bonodaki imzanın müvekkiline ait olduğunu ancak davalı yanca bononun sonradan kötü niyetli olarak doldurulduğunu, bononun kambiyo senedi vasfı taşımadığını ve bedelsiz olduğunu ileri sürerek bonodan ve bonoya dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı borçlunun icra dosyasında borcu kabul ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davacının dava konusu bonodaki imzaya itirazının bulunmadığı, haciz sırasında borcu kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine konu edilen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK"nun 4/1-a maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır”. Somut olayda, dava konusu edilen bono, 6102 sayılı TTK"nun 776 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, davacı bonoda aval veren sıfatına haizdir. .. müessesesi de TTK.nun 700 vd. maddelerinde hükme bağlanmış bulunduğundan davanın ticari dava olduğunun kabulü gerekir. Aynı Kanunun 6335 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, davanın her safhasında re"sen gözetilir. Somut olayda; mahkemece davaya bakmakla ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gözetilmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.