16. Hukuk Dairesi 2016/17105 E. , 2017/5937 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ...Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 26 parsel, 111 ada 18 parsel, 120 ada 31 parsel, 121 ada 1 parsel, 123 ada 11 parsel, 148 ada 1 parsel, 148 ada 5 parsel, 149 ada 4 parsel, 149 ada 11 parsel, 150 ada 7 parsel, 5490 parsel, 5495 parsel sayılı sırasıyla, 165.97, 1.528.17, 3.239.60, 475.74, 3.902.50, 33.10, 185.55, 768.03, 1.961.45, 4.986.65, 6.145.00 ve 2.686,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeni ile ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir. 153 ada 76 parsel sayılı 5.594,61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı nedenle ... adına tespit edilmiş, hibe nedeni ile ... adına tescil edilmiştir. Davacı ... çekişmeli taşınmazların ortak muris ..."den kaldığını, çekişmeli taşınmazlarda kendisinin de hakkı bulunduğunu belirterek dava açmış, çekişmeli taşınmazların miras payı oranında adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekilinin 153 ada 76 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- 5490 ve 5495 parsel sayılı taşınmazalara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş ise de; kararın gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Davacı çekişmeli taşınmazların muris ..."e ait olduğu ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığı iddiasına dayandığına göre dava; kadastro öncesi sebebe dayalı kadastro tespitine itiraz niteliğindendir. Çekişmeli 5490 ve 5495 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki kadastro tespiti 05.06.1992 tarihinde kesinleşmiştir. Davacının kadastro öncesi sebebe dayalı olarak 09.08.2010 tarihinde dava açtığı nazara alındığında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan gerekçesi bu şekilde DÜZELTİLMEK suretiyle hükmün ONANMASINA,
3- 109 ada 26, 111 ada 18, 120 ada 31, 121 ada 1, 123 ada 11, 148 ada 1ve 5, 149 ada 4 ve11, 150 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece; davacının veya murisinin çekişmeli taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarında malik olmadığı gerekçesi ile davacının davasını ispat edemediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; çekişmeli taşınmazların tespitine esas tapu kayıtları tüm geldi gitti kayıtlarıyla birlikte getirtilmemiş, keşif mahallinde uygulanmamış, kapsamları kesin olarak belirlenmemiş, keşifte dinlenen tanık ve bilirkişiler taşınmazların evveliyatında tarafların babaları ..."e ait olduğunu ve davalılara ne şekilde intikal ettiğini ve taşınmazların taksime konu olup olmadığını bilmediklerini beyan etmelerine rağmen bu beyanlar dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle çekişmeli 109 ada 26, 111 ada 18, 120 ada 31, 121 ada1, 123 ada 11, 148 ada 1ve 5, 149 ada 4 ve11, 150 ada 7 parsel sayılı taşınmazların tespitine esas tüm tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek dosyasına konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi aracılığı ile keşif icra edilmelidir. Yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın evveliyatında kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, satış, bağış ya da taksime konu olup olmadığı hususları sorulmalı, çekişmeli taşınmazların tespitine esas tapu kayıtları tüm hudutları ile okunup çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları saptanmalı, tanık ve bilirkişi sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, gösterilen sınırlar uzman fen bilirkişi tarafından hazırlanacak krokide işaretlettirilmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; tespite dayanak tapu kayıtlarının kapsamları kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.