Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20407
Karar No: 2017/1537
Karar Tarihi: 30.03.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/20407 Esas 2017/1537 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/20407 E.  ,  2017/1537 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, haksız işgal tazminatı(ecrimisil) isteğine ilişkindir.
    Davacı, paydaşı olduğu 22 ada 3926 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 5 nolu dairenin kendisine ait olduğunu, eski eşi davalının tüm ihtarlara rağmen haklı ve geçerli bir sebebi olmaksızın taşınmazda oturmaya devam ettiğini, bedel ödemediğini ileri sürerek 22.07.2009-14.01.2011 tarihleri arası toplam 11.564,50 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişme konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, boşanma kararının henüz kesinleşmediğini ve kullanımının haksız olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, aile konutu şerhinin, davacının ecrimisil talebinin önüne geçmeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 22 ada 3926 parsel sayılı taşınmazın 30/180 payının davacı adına kayıtlı olduğu, kat irtifakı veya kat mülkiyeti bulunmayan yapıdaki 5 nolu daireyi davalının kullandığı, davalı ile davacının 24.05.1983 tarihinde evlendikleri, ... 2. Aile Mahkemesi’nin 01.12.2010 tarih 2009/956Esas, 2010/1435Karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 05.07.2012 tarihinde kesinleştiği, ... 3. Aile Mahkemesi 02.02.2010 tarih 2009/235D.iş, 2010/30 Karar sayılı kararında çekişme konusu taşınmaza aile konutu şerhi verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
    Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmazın aile konutu olduğu, tarafların boşanmalarına ilişkin kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 05.07.2012 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 14.01.2011 tarihinde açıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
    Bilindiği üzere, her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Taraflar arasında boşanma davası devam ederken, bu davanın açıldığı, boşanma kararının yargılama aşamasında kesinleştiği, dava tarihi itibariyle evliliğin devam ettiği, taşınmazın aile konutu olup davalı eş tarafından kullanılmasının haksız ve kötüniyetli sayılamayacağı tartışmasızdır. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kısmen kabul kararı verilmesi isabetsizdir.
    Kabule göre de, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa kararla daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunlu olduğu gözardı edilerek kısa kararda “Davacının davasının kabulüne"" şeklinde hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararda ""Davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddine” denilmek suretiyle, kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi