1. Hukuk Dairesi 2014/20404 E. , 2017/1535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu 289, 243 ada 1, 213 ada 15 ve 11 214 ada 53 ve 16, 272 ada 10, 382 ada 9 parsel sayılı taşınmazlardaki zeytin mahsulünü davalının topladığını, payına düşen 2500 TL haricinde kalan kısmını ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2006-2010 yıllarına ait 22.500 TL ecrimisil bedelinden ödenen 2500 TL düşülerek tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu taşınmazların 2005-2009 yılları arasında gerek satış, gerekse izale-i şuyu vasıtası ile el değiştirdiğini, intifadan men şartının gerçekleşmediğini, davacıya zeytin mahsulünü toplaması yönünde ihtarname çekildiğini, payına düşen kısmın hasat edilmediğinin Çiftçi Mallarını Koruma bekçisi ile tutanaklandığını, 2500 TL haricinde 4160 TL’nin havale ile gönderildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların tamamı zeytinlik olup intifadan men koşulunun aranmasına gerek olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 243 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 2/6 payı 27.12.1989 tarihinde intikalle davacı adına tescil edilerek 01.12.2009 tarihli satış işlemi ile terkin edildiği, 214 ada 53 parsel sayılı taşınmazın 2/6 payı 27.12.1989 tarihinde intikalle davacı adına tescil edilerek 13.10.2008 tarihli satış işlemi ile terkin edildiği, 213 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 2/6 payı 27.12.1989 tarihinde intikalle davacı adına tescil edilerek 04.07.2008 tarihli intikal işlemi ile terkin edildiği 272 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 2/6 payı 27.12.1989 tarihinde intikalle davacı adına tescil edilerek 11.07.2007 tarihli izale-i şuyu işlemi ile terkin edildiği 382 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 2/6 payı 27.12.1989 tarihinde intikalle davacı adına tescil edilerek 01.12.2009 tarihli satış işlemi ile terkin edildiği, 289 parsel sayılı taşınmazın 2/6 payı 27.12.1989 tarihinde intikalle davacı adına tescil edilerek 11.07.2007 tarihli izale-i şuyu işlemi ile terkin edildiği 214 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 10.02.1998 tarihinde hükmen tescil edilen 7/16 payı ve 213 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 09.04.2008 tarihli imar işlemi ile oluşan 705 ada 1 parselde 2587/2745133 pay ve 774 ada 4 parselde 31634/94901 payın halen davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Somut olayda: davalının, 2009 yılı için mahsülün davacıya düşen kısmının toplanmayıp toplaması veya toplatması için ayrıldığını bildiren 10.11.2009 tarihli ihtarnameyi, 2010 yılı için ise payının bulunduğu zeytinliğin Kasım-Aralık aylarında toplanacağını, zeytinleri toplaması, ağaçların bakımını yaptırması, bu tarihten itibaren sorumluluk kabul etmediğini bildiren 13.09.2010 tarihli ihtarnemeyi davacıya gönderdiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, delil olarak ibraz edilen ciftçi malları koruma bekçisinin 8.12.2009 tarihli yazısında, Kostri mevkinde bulunan davalı ve davacıya ait tarlada 80 zeytin ağacının davacıya ait olup toplanmadan üzerinde bırakıldığı anlaşılmaktadır. Davacı 2009-2010 yılları ürününün davalı tarafından toplandığını ispat edememiştir. Bu durumda 2009 ve 2010 yılları ürün bedelinden davalının sorumlu tutulması isabetli değildir.
Öte yandan, davalı delil listesinde 4.160 TL bedelin davacıya ödendiğini banka dekontu ile ispatlayacağını belirtmesine rağmen, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 140/5 maddesi uyarınca, ön inceleme duruşmasında taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belge ve delilleri sunmaları konusunda 2 haftalık kesin süre verilmesi gerekirken bu konuda süre verilmediği görülmektedir.
Hal böyle olunca, dava konusu edilen 2007-2008 yılı zeytin ürününün, davacının çekişme konusu taşınmazları devrettiği tarihler dikkate alınarak davalının ödeme savunması doğrultusunda, bu döneme ilişkin ödediği ürün bedelinin açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanması, toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.