16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/2782 Karar No: 2018/3347 Karar Tarihi: 15.10.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2782 Esas 2018/3347 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmiştir. Sanıkların silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanmaları sonucunda, adlarına kayıtlı telefon ve ADSL hattı üzerinden bylock kullandıkları iddiasıyla mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusu reddedilmiştir. Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına göre, menfaat uyuşmazlığı bulunduğu durumlarda, sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden zaafiyet yarattığı kabul edilmelidir. Bu nedenle, aynı avukat tarafından savunulmalarına rağmen, sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından savunulması 5271 sayılı CMK’nun 152. maddesi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na aykırıdır. Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardandır ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararında suç tarihinin yanlış yazılmış olması sebebiyle hüküm bozulmuştur. Tutuklu sanık … in tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: T
16. Ceza Dairesi 2018/2782 E. , 2018/3347 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi (her iki sanık için ayrı ayrı) Temyiz edenler : Sanıklar müdafii
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle; Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; somut olayda karı koca olup, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanıkların, adlarına kayıtlı telefon ve ADSL hattı üzerinden bylock kullandıklarının iddia olunmasına rağmen, incelenen bylock tespit ve değerlendirme tutanağına göre aynı ID numarası üzerinden bylock kullandıklarının tespiti karşısında, aynı avukat tarafından savunulması nedeniyle aralarında menfaat çatışmasının oluştuğu nazara alınmadan; sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nun 152. maddelerine aykırı davranılması, 2- Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "03.11.2016" yerine “2016” olarak yazılması, Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, tutuklu sanık ..."in tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde ön görülen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 15.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.