Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4434
Karar No: 2015/14359
Karar Tarihi: 22.06.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/4434 Esas 2015/14359 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/4434 E.  ,  2015/14359 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı ... Kurumu"nun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davadışı...Şti."nin, Kurumun 6183 sayılı Kanun"a göre, 2004/21771 takip numaralı takip dosyasında takip edilen prim borcunun tahsili amacıyla davacı adına çıkarılan ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davaya konu ödeme emrindeki borçların zamanaşımına uğradığı, davacının dava dışı şirkette sigortalı çalışan olduğu, şirket ortaklığının bulunmadığı, ödeme emrinde davacının adının el yazısıyla yazılması nedeniyle ödeme emrinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı hakkında davalı kurum tarafından 2004/21771 numaralı dosya ile yapılan takibin iptaline karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 2004/21771 no"lu takip dosyasında takip edilen borcun 2003/8 ila 2004/10 aylarına ait prim borcu olduğu, davacının dava dışı şirkette 28/06/2003 ila 25/02/2004 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak çalıştığı, 03/06/2004 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi"nden 12/02/2004 tarihinde yapılan noter onaylı ortaklar kurulu toplantısıyla şirket dışından davacının münferit temsil ve ilzam yetkisiyle dava dışı şirkete müdür olarak atandığı, müdürlük görevinin sonlanndığına ilişkin başkaca bir kaydın bulunmadığı, davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 80/5, 80/12 ve 6183 sayılı Yasa"nın 58. maddeleri ile İİK"nun 72. maddesidir. 506 sayılı Yasa"nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Yasa"nın uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. 506 sayılı Yasa"nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum"a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. 6183 sayılı Yasa"nın 58/1. maddesine göre ise, “ Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.
    Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere "üst düzey yönetici" kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. ... Kanunu"nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, ”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir.
    Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı).
    6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.
    Somut olayda, dava konusu borcun 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, 506 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin olaya uygulanması gerektiği, davacının 03/06/2004 tarihli ... Gazetesi"nden 12/02/2004 tarihinde yapılan noter onaylı ortaklar kurulu toplantısıyla şirket dışından davacının münferit temsil ve ilzam yetkisiyle dava dışı şirkete müdür olarak atandığı, müdürlük görevinin sonlanndığına ilişkin başkaca bir kaydın bulunmadığı, ayrıca ödeme emri ile talep edilen borcun 2003/8 ila 2004/10. aylar arası prim borcuna ilişkin olduğu, 5918 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 6/7/2004 tarihi ve bundan sonraya ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Borçlar Kanunu madde 125"de öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, bu nedenle 2004/6, 7, 8, 9 ve 10. aylara ait Prim borçlarının zamanaşımına uğramayacağı, mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilirken 2004/6, 7, 8, 9 ve 10. aylara ait borcun ayrık tutulmaksızın ödeme emrinin tamamen iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, ödeme emrine el yazısıyla davacının adının sonradan yazılmış olması, ödeme emrinin usulsüz olarak düzenlendiği anlamına gelmez.
    Mahkemece yapılacak iş; Kurum alacaklarında zamanaşımının borcun muaccel olduğu tarihe göre belirleneceği gözönünde tutularak; davaya konu 2004/2771 sayılı takip dosyasındaki 2003/8 – 2004/5. aylar arasındaki Prim borçlarında 5 yıllık zamanaşımının dolduğu şimdiki gibi kabul edilerek; 5918 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 6/7/2004 tarihi ve bundan sonraya ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden ... madde 125"de öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu gözönönde bulundurmak; 10 yıllık zamanaşımına tabi olan 2004/6, 7, 8, 9 ve 10. aylara ait Prim borçlarından, 03/06/2004 tarihli ... Gazetesi"nden 12/02/2004 tarihinde yapılan noter onaylı ortaklar kurulu toplantısıyla şirket dışından davacının münferit temsil ve ilzam yetkisiyle dava dışı şirkete müdür olarak atandığı anlaşıldığından, müdürlük görevinin borç dönemince devam ettiğinin anlaşılması durumunda sorumlu olacağını kabul etmekten ibarettir.
    Mahkemece bu hususlar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

    O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




















    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi