Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20574
Karar No: 2017/1527
Karar Tarihi: 30.03.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/20574 Esas 2017/1527 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/20574 E.  ,  2017/1527 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi. Tetkik Hakimi ...’ın rapor okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, ... Köyünde bulunan toplam 10.050 m2 miktarlı taşınmazın tapulama tesbit çalışmaları sırasında eski tapu kayıtlarına dayanılarak 1290 parsel numarası ile toplam 4 pay itibarıyle 1/4 payın ..., 1/4 payın ... ve 2/4 payın ise davalıların murisi ... adına tespit edildiğini,taşınmazın 2/4 pay sahibi olan ... tarafından diğer tespit malikleri aleyhine ... Kadastro Mahkemesinin 1990/165 Esas sırasında "Tespitin İptali ve Tescil" davası açıldığını, bu davaya taşınmazın 2/4 pay maliki olan ... ... ve ... ... vekilleri ...’un davalılar yanında fer"i müdahil olarak katıldıklarını, 1290 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak dava açılmışken kadastro tesbiti kesinleştirilerek, 2/4 payın ..., 1/4’er payın ise ... ... ve ... adlarına tapuya tescil edildiğini, taşınmazın 2/4 pay malikleri olan ... ve ..."un vekilleri ... kanalıyla paylarını 13.05.1994 tarihinde davalı ...’e sattıklarını, gerek satın alan ...’in, gerekse satışı yapan paydaşların vekili ..."un taşınmazın Kadastro Mahkemesinde davalı olduğunu bilerek satış işlemini yaptıklarını, Kadastro Mahkemesince davanın reddi yönünde verilen kararın temyizi ile Yargıtay tarafından bozulması üzerine 2003/7 Esas numarasını aldığını, devam etmekte olan davaya, 1290 parselde dahil olmak üzere davaya konu 867,1262,1414 ve 307 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak kendisi adına "Asli Müdahil" sıfatıyla ve davacı yanında katılarak toplam 6 parça taşınmazın 1/2 hissesinin adına tescilini istediğini, Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 1290 parsel sayılı taşınmazla birlikte 867,1262,1414 parsel sayılı taşınmazların 1/2 hissesinin adına tapuya tesciline karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini,kesinleşen hükmün 867,1262,1414 ve 3097 parsel sayılı taşınnmazlarla ilgili olarak infaz edildiği halde 1290 parsel sayılı taşınmazla ilgili infaz edilemediğini, infaz edilememe nedeninin bu taşınmazın 2/4 payının maliki olan paydaşların paylarını üçüncü kişi olan davalıya davanın devam ettiği süre içinde satmış olmalarından kaynaklandığını,gerek ... ve gerekse davalı ..."ün iyiniyetli olmadıklarını, 1290 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., taşınmazı iyiniyetli olarak satın aldığını, taşınmaz ile ilgili bir davanın varlığından habersiz olduğunu,ayrıca taşınmazı iktisap etmesinin üzerinden 10 yıldan fazla süre geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuş,diğer davalılar savunma getirmemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “ eksik harcın tamamlattırılması konusunda davacıya yöntemine uygun önel verilmesi, harcın tamamlanmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılması, tamamlanması halinde ise yargılamaya devam edilmesi ve dayanılan hukuki nedene göre tarafların delillerinin toplanıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’nun 147/1. maddesinde “Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir” hükmüne yer verilmiş, öte yandan aynı yasanın 186. maddesinde “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir”düzenlemesi yer almıştır. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler.
    Somut olaya gelince; 09.05.2014 tarihli taraf vekillerinin katıldığı celsede duruşmanın 22.05.2014 günü saat 14:10’a bırakılmasına karar verildiği,ne var ki aynı zamanda karar celsesi de olan 22.05.2014 tarihli duruşmada davacı vekili tarafından aynı gün içerisinde ... 37.Ticaret mahkemesinde duruşması bulunduğundan dolayı duruşmaya katılamayacaklarına ilişkin geçerli nedene dayalı olarak ve belgelendirilmiş bir şekilde mazeret dilekçesi sunulmuş olmasına rağmen,mahkemece dosya kapsamı,davanın açıldığı tarih ve geldiği aşama nazara alınarak davacı vekilinin mazeretli sayılması yönündeki talebinin reddine karar verilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Bunun sonucu olarak davacının eldeki davada savunma hakkının kısıtlandığı ortadadır.
    Hâl böyle olunca, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek ve usulü hükümler yerine getirilerek ondan sonra hüküm oluşturulması ve (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2003/5075 E 2003/10621 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere) geçerli nedene dayalı ve belgelendirilmiş mazeretin kabulüne karar verilerek yeni oturum günü tayin edilmesi gerekirken savunma hakkı kısıtlanarak mazeretin davanın geldiği aşama nazara alınarak gerekçesi ile reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile bozmayı gerektirmiştir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi