1. Hukuk Dairesi 2014/18603 E. , 2017/1525 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.03.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilenler vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’in maliki olduğu 2026 ve 2827 parsel sayılı taşınmazları mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla 11/04/1980 tarihinde davalıların murisi ...’e satış göstererek devrettiğini, yine muris ...’ın aynı amaçla 5257 parsel sayılı taşınmazını 1962 yılında haricen ...’e sattığını, 22/02/1979 tarihinde yapılan kadastro çalışması ile 5257 sayılı parselin ... adına tespit ve tescil gördüğünü, daha önce mirasçı ... tarafından çekişmeli 2026 ve 2827 sayılı parsellerin de bulunduğu taşınmazlar için açılan muris muvazaasına dayalı iptal ve tescil davasının kabul edilerek kesinleştiğini, anılan dava nedeniyle ...’in çekişme konusu 5257 sayılı parseli açılacak davalara önlem amacıyla ara malik üzerinden eşi ...’e devrettiğini, yapılan tüm temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişme konusu 2026, 2827 ve 5257 sayılı parsellerin davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalılar ..., ... ve ..., dava konusu 2026 ve 2827 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanları ... tarafından bedeli ödenerek satın alındığını, anılan tarihlerde murisin paraya ihtiyaç duyduğunu, diğer dava konusu 5257 parsel sayılı taşınmazın ise 1962 yılında yapılan kadastro çalışması ile ... adına tescil edildiğini, anılan taşınmazın muris ile bir ilgisinin bulunmadığını, ...’in yıllarca muris ile birlikte çalıştığını ve katkı sunduğunu, murisin ölümünden sonra da 12 adet taşınmazının kaldığını, ayrıca murisin 1986 yılında bir kısım mallarını mirasçılarına dağıttığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Diğer davalı Kazım, davaya cevap vermemiş ve davayı takip etmemiştir.
Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli 2026 ( yeni 260 ada 22 ), 2827 ( yeni 314 ada 11 ) ve 5257 ( yeni 139 ada 5 ) sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptaline ve davacıların miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, dava konusu 2026 ( yeni 260 ada 22 ) ve 2827 ( yeni 314 ada 11 ) sayılı parsellerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devredildiği saptanarak anılan taşınmazlar yönünden davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin ( ... hariç ) temyiz itirazı açıklanan nedenle yerinde değildir. Reddine.
Davalılar vekilinin ( ... hariç ) diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 5257 (yeni 139 ada 5) parsel sayılı taşınmazın 1979 tarihli kadastro tespit çalışmaları sırasında " Tahdidi yapılan bu gayrimenkul tapulu olarak 11.1.1960 tarih ve 14 sıra no’lu tapu kaydı ile ... oğlu ... adına kayıtlı olup bu yerini 1962 yılında beşbin liraya oğlu ...’e satmış olduğu ve huzurda muvafakati bulunduğu ve bununda halen tasarruf ve mülkiyetinde bulunduğu ‘’ saptanarak davalıların mirasbırakanı ... adına sicil kaydının oluşturulduğu, tespitin 22/02/1979 tarihinde kesinleştiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere; tapusuz taşınmazlardaki zilyetliğin devrinden ibaret olan sözleşmeler hiçbir şekil şartına bağlı olmadığından geçerlidir ve bu tür sözleşmeler hakkında 01/04/1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama olanağı yoktur. Bu durumda çekişme konusu 5257 (yeni 139 ada 5) parsel sayılı taşınmaz bakımından da 01/04/1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı açıktır.
Hal böyle olunca, davacıların tenkis isteği de olmadığı gözetilerek dava konusu 5257 ( yeni 139 ada 5 ) parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme davanın kabul edilmesi hatalıdır.
Davalılar vekilinin (... hariç) temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.