Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2438
Karar No: 2016/2256

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2438 Esas 2016/2256 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/2438 E.  ,  2016/2256 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar ... ve ... ile birleştirilen dosya davacısı ..."ın, tapuda niteliğiyle ... adına kayıtlı bulunan ... ilçesi, ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı 728 he 8645,18 m2 yüzölçümündeki taşınmaz içerisinde taşınmazları bulunduğu iddiasıyla zilyetliğe dayalı olarak Kadastro Mahkemesinde açtıkları dava askı ilân süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile sulh hukuk mahkemesine gönderilmiş, sulh hukuk mahkemesinin karşı görevsizlik kararı vermesi üzerine görevli mahkemenin belirlenmesi için dosya Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Dairenin 22/05/2014 tarih 2014/4321-8144 sayılı kararı ile ... Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
    ... Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacıların davasının kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."ın 09.04.2012 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterdiği 1118,50 m²"lik kısmının iptaliyle sulu tarla vasfında aynı köyün son parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterdiği 391,50 m²"lik kısmının iptaliyle sulu tarla vasfında aynı köyün son parsel numarası verilerek davacılar ... ve ... adına müştereken tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre sınırlandırması yapılmış, taşınmaz olarak sınırlandırılmıştır.
    Mahkemece (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazların davacı gerçek kişiler adına tesciline karar verilmişse de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki; mahkemece, yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların hava fotoğrafları ve memleket haritalarında sayılmayan alanda kaldıkları belirtilmiş ise de, fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 09/04/2012 tarihli rapora ekli, kadastro paftasında, dava konusu (A) ve (B) bölümlerinin gösterildiği kroki incelendiğinde taşınmazların dört tarafının 101 ada 1 sayılı parseli ile çevrili olduğu görülmüştür. Dava konusu taşınmazlara komşu olan yine 101 ada 1 parsel içinde kalıp dava konusu edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmamış, davalı yerler var ise dava dosyaları, tescil sonucu tapuya kaydedilmiş iseler tapu kayıtları dosya içerisine alınmadığından dava konusu taşınmazların içi açıklık olup olmadığı denetlenememektedir.
    O halde; mahkemece dava konusu (A) ve (B) harfleriyle gösterilen taşınmazların etrafında aynı nedenle açılan tapu iptali ve tescil davaları bulunup bulunmadığı araştırılmalı, var ise dava dosyaları getirtilmeli dava konusu taşınmazlarla irtibatlı kroki düzenlenerek komşu kadastral parsellerle bağlantılarının olup olmadığı belirlenmelidir. Dava konusu taşınmazların komşu kadastral parsellerle bağlantısının bulunmadığının anlaşılması durumunda, dosya arasında bulunan bilgi ve belgeler ve özellikle bilirkişi rapor ve krokilerinden çekişmeli taşınmazların dört yönden kesinleşen parseli ile çevrili olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar tapu kaydına dayanmayıp zilyetlik iddiasına dayanmaktadır. Çekişmeli yerler, bu hali ile 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde tanımlanan içi açıklığı niteliğindedir.
    6831 sayılı Kanunun 17. maddesi içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
    6831 sayılı Kanunun, madde: 17/1-2 Devletları içinde buların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nev"i bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve içinde yerleşilmesi yasaktır.
    Devletlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya İdaresince el konulur. Yanan alanlarındaki her türlü emval Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali).
    Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve bütünlüğü bozulacaktır.
    Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi olan vedan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
    Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafıla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır.
    Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumlarından toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; bu tür yerler kanun gereği sayıldığı için, içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına kanunî olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarladan toprak kazanımından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı biçimde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi