13. Hukuk Dairesi 2016/13771 E. , 2019/744 K.
"İçtihat Metni"AHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıdan araç satın alındığını, noter satış sözleşmesinde satış bedeli 18.000,00 TL olarak gözükse de satış anında da elden 2.700,00 TL ödeyip, geri kalan 18.000,00 TL"yi hesaba havale yaptığını, daha sonra satın almak isteyen dava dışı 3. kişinin aracı ekspere göstermesi sonucu aracın pert olduğu bilgisinin edinildiğini, davalının ilan verdiği internet sitesinde aracın pert olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi vermediğini belirterek öncelikle sözleşmeden dönme, olmadığı takdirde ayıplı malın piyasa değerinin tespit edilip ödediği meblağdan düşülerek geri kalan bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıya aracın vasıfları hakkında tüm bilgilerin verildiğini, ayrıca otomobili istediği yerde incelettirme ve sorgulatma imkanının tanındığını ve aracın 18.000,00 TL"ye piyasa değerinin altında satıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.850,00 TL"nin dava tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ayıplı araç satışına ilişkin semen tenzili davasıdır. Davacı, araç bedelinin 20.700,00 TL olduğunu ve aracın ayıplı olması nedeniyle ayıplı malın piyasa değerinin tespit edilip buna göre bedel iadesine karar verilmesini istemiş, davalı aracın gerçek satış bedelinin daha düşük olduğunu savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi tarafından tespit edilen dava konusu aracın satış tarihindeki ayıpsız bedelinin 17.850,00 TL olduğu ve yine hükme dayanak ve gerekçe yapılan bilirkişi raporunda “..araç satış işleminin yapıldığı Noterliğin satış günündeki kamera kayıtlarının incelenmesinde, alıcı şahsın onaylama işlemi bittikten sonra iki adet evrakı imzalayarak elinde bulunan net seçilemese de muhtemelen kağıt para olan parayı masanın üzerine bırakarak evrakları eline alıp yanında bulunan şahsa verdiği görülmüş olup, bu şahsın alıcının sol tarafında bulunan satış senedinin bir nüshasını alan ve muhtemelen satıcı konumunda olan kişi olduğunun anlaşılmış olması ..dava konusu araç bedeli olarak davacı tarafça iddia edildiği gibi, 2.700,00 TL"si satış esnasında elden, 18.000,00 TL"si banka havalesi yolu ile olmak üzere davalıya toplam 20.700,00 TL ödeme yapıldığı kanaatine varılmıştır.” şeklinde belirtilen kanaate göre farazi ve ihtimale dayalı, bilimsellik ve gerçeklikten uzak gerekçelerle söz konusu aracın satım bedelinin 20.700,00 TL olduğu kabul edilerek aradaki fark olan 2.850,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiş olması hatalıdır.
Taraflar arasında gerçekleştirilen Noter Satış Sözleşmesi incelendiğinde araç satış bedelinin 18.000,00 TL olarak belirlendiği görülmektedir. Araç satışına ilişkin resmi senet karşısında davacının satışın daha yüksek bir bedel karşılığı yapıldığı iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerekmektedir. O halde, mahkemece, bu husus değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.