7. Ceza Dairesi 2018/5398 E. , 2021/2142 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık ......"ün ana dava dosyası ve birleşen dava dosyasında aşamalardaki savunmalarında; olay tarihlerinde Hüner Güda adlı iş yerinde çalışmakta olduğunu, çalıştığı firma adına sattığı dava konusu çayların faturalı olduğunu, suçlamaları kabul etmediğini belirttiği ve 26/09/2012 ile 10/10/2012 tarihlerinde ele geçirilen çaylara ilişkin olarak çayların... Gıda adlı iş yerinden alındığına dair sevk irsaliyesi-fatura ibrazında bulunduğu anlaşılmakla, sanığın dava konusu eşyalara ilişkin ibraz ettiği fatura-sevk irsaliyesi ile ilgili olarak ithale kadar inilmek suretiyle zincirleme menşei araştırmasının tamamlanması, fatura düzenleyicisi firma yetkililerinin dinlenmesi, ilgili Gümrük İdaresinden gümrük giriş beyannameleri tüm ekleriyle birlikte getirtilip, dava konusu eşyalar ve tüm belgeler konusunda, dosyanın alanında uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek eşyanın cins, miktar, menşe ve sair özellikleri itibarıyla ayniyet tespiti yaptırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi,
Kabule göre de;
1. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2. Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde düzenlenen suçun üst sınırının iki yılın altında olduğu gözetilerek; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi"nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’nda yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “basit yargılama usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3. Birleşen 2016/511 esas sayılı dava dosyasında kaçak çaylar hakkında 04/10/2012 günü tasfiye kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, eşya tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5237 sayılı TCK"nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,
4. 27 RA 618 plakalı nakil aracının kayıt maliki olan ..."ın beyanında; aracı 05/06/2012 tarihinde haricen Müslüm Taşdemir adlı şahsa satmış olduğunu, aracın sanığın uhdesine nasıl geçtiğini bilmediğini belirtmesi, sanığın ise 10/10/2012 tarihli kolluk ifadesinde aracı Nizip ilçesinde bulunan Taşdemir rent a car adlı iş yerinden kiraladığını beyan etmesi karşısında Müslüm Taşdemir"in dinlenilerek aracın iyi niyetli üçüncü kişiye ait olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle iadesine yada müsaderesine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...... ve katılan ... İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.