Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/5746
Karar No: 2018/2988
Karar Tarihi: 15.03.2018

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/5746 Esas 2018/2988 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2016/5746 E.  ,  2018/2988 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : Her bir sanık hakkında- TCK"nın 85/1, 62, 53. maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyet

    Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    ..."in 07.07.2007 tarihinde özel ... Hastanesinde doğum yaptığı, sezeryan ile yapılan doğumda anestezi uzmanları olan Dr. ... ve Dr. ... tarafından verilen anestezi sırasında yanlışlıkların yapıldığı, nefes borusu yerine yemek borusuna hortum takıldığı, bu esnada yemek borusunun delindiği, hemen anlaşılmayan durum sonrası gelişen enfeksiyon sonrası Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesine gidildiği, oradan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde takiplerinin yapıldığı, ancak birkaç ameliyata rağmen 25.08.2007 tarihinde vefat ettiği belirtilerek ölenin mirasçılarınca şikayetçi olunması üzerine yapılan soruşturmada, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesince düzenlenen raporda zamanında otopsi yapılmamış olması sebebiyle iç organ değişimleri araştırılmamış olmakla birlikte kişinin ölümünün özefagus perforasyonu ve gelişen komplikasyonlar (mediastinit, sepsis) ileri geldiğinin belirtildiği, olayla ilgili olarak Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Klinik Şef Yardımcısı Dr. ... tarafından düzenlenen inceleme raporunda; "Güç entübasyona bağlı özefagus perforasyonu son derece nadir görülen, sessiz seyreden, tanı konulmasının güç olduğu, ancak tanıda gecikmenin mortal sonuçlar doğurabildiği bu komplikasyondur. Hasta ..."in sezaryen seksiyo operasyonunda entübasyon sırasında özefagusu yaralanmış, ancak, erken postoperatif donemde boğaz, göğüs ve sırt ağrısı gibi nonspesifik şikayetleri güç entübasyona bağlanmış, takip eden hekimlerce özefagus rüptünü ile ilişkilendirilememiştir. Hastanın mevcut şikayetten, ayrıntılı klinik ve laboratuvar değerlendirmeleri ve multidisipliner yaklaşımlarla incelenmeye çalışılmış, ayırıcı tanılara yönelik yapılması gereken araştırmalar yapılmış, ancak gerek hastayı takip eden hekimler arasında irtibat kopukluğu, gerekse verilerin incelenip yorumlanmasında yaşanan aksaklıklar ne yazık ki özefagus perforasyonu tanısının kesinleştirilmesinde zaman kaybına yol açmıştır Bilirkişi raporları ve literatür ışığı altında; tanı konulması güç olan bu komplikasyonun hastada geç fark edilmiş olmasının, dolayısıyla mortaliteyi azaltmaya yönelik önlemlerin alınamamasının hastanın ölümünde önemli bir etken olduğu kanaati oluşmuştur" şeklinde rapor düzenlendiği,
    Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anesteziyloji Anabilim Daliında görevli profesör doktor ... tarafından düzenlenen raporda özetle; Anestezi Uzmanı ..."ın sezaryen öncesi anestezi değerlendirmesinde tıbbi hata ve özensizliğinin olmadığı, doktorun kendisinden beklenen özen ve ilgiyi hastaya gösterdiği, genel anestezi uygulamasının doğru olduğu, sezaryen ameliyatı sırasında hasta entübe edilirken gelişen özofogus perforasyonunun bir komplikasyon olduğu, ameliyat sırasında fark edilmemesinin tıbbi hata sayılamayacağı, ancak hastanın özofagus yaralanması tanısında gecikme olduğu, hastanın boğaz ve sırt ağrısının devam etmesi ve zaman zaman solunum sıkıntısı yaşaması üzerine yapılan toraksa yönelik bilgisayarlı tomografi görüntülemesinde mediastende, özofagus boyunca ve cilt altı planlara doğru yayılan serbest hava görüntüsünün bulunduğunu, bu görüntülemenin pulmoner emboli tanısı açısından yaptırılmış olsa da pulmoner damarların açık görüntülenmesinin yanında hava görüntüleri ile birlikte sağ plevra boşluğunda belirgin miktarda olduğu saptanan efüzyonun değerlendirilmesi sırasında trakea veya özofagus yaralanmasının ayırıcı tanıda yer alması gerektiğini, gerçi, 09.07.2007 günü yapılan Göğüs Cerrahisi konsültasyonunda bu ihtimaller olası tanılar arasında yer almışsa da başka olasılıklar ön planda tutularak tedavinin yönlendirildiğini, bu nedenle hastaya özofagus perforasyonu tanısı konmakta gecikildiğini, tanıda gecikmenin ölüme giden süreçlerin başlamasına neden olduğunun belirtildiği,
    Kadın hastalıkları ve Doğum uzmanı Prof. Dr. ... tarafından düzenlenen İstanbul Tabip Odası Başkanlığına hitaben yazılan raporda;... Ancak her iki anestezistin de (Anest. Dr. ..., Doç Dr. ...) çenesinde anatomik bozukluk olan hastaya Endotrakeal tüp takma ısrarları ve zorlamaları hatadır. Hasta başından sonuna kadar -Anatomik yapı bozukluğuna bağlı olan entübasyondaki zorluk anlaşılınca - maske ile uyutulabilirdi. Bunu ameliyat esnasında Jin. Op. Dr. ... "da hatırlatabilirdi. 07/07/2007" den 13/07/2007" e kadar geçen süre içerisinde sezaryen ameliyatı ile ilgili takip ve tedaviler düzgündür. Ancak ameliyat sonrası dönemin tümü incelendiğinde, hastanın takibinde bir karışıklık ve yönetim zafiyeti açıkça görülmektedir. Hastada boğaz, göğüs ve sırtta ağrı şikayeti var ve bu şikayetler artarak devam etmektedir. Ayrıca zor entübasyon olayı da bilinmektedir. 08/07/2009"da çekilen BT" de de Mediasten de her seviyede hava, cilt altı enfizemi, plevral enfüzyon, inferior mediastende diyafragma düzeyine kadar hava diseksiyonu " bulgularının tüm hekimlerde -Radyologda dahil- Trakea veya Özefagustan Mediastene bir kaçak olduğunu düşündürmeli idi. Hasta ameliyattan bir gün sonra Göğüs Cerrahına muayene ettirilmiş ama istediği tetkikler ancak 4 gün sonra yaptırılmış ve ancak teşhis konulabilmiştir. Bu arada da hasta oral yolla beslenmeye devam edilmiş gereksiz konsültasyonlar -fizik tedavi- istenerek vakit kaybedilmiştir. Ayrıca teşhisten sonra Göğüs Cerrahisi merkezine sevki için de 3 gün beklenilmiştir. Bu da doğru değildir. Ameliyatta olan entübasvona bağlı komplikasyonun teşhisinde geç kalınmış hem teşhis hem de tedavisinde süreç iyi değerlendirilememiştir. Op. Dr. ... KARS"ın ameliyatta bir ihmal ve hatası görülmemektedir. Ancak ameliyat sonrası teşhiste hata vardır. Teşhis; Ameliyat sonrası 1. günde radyolojide ki bulgular, zor entübasyon olayı ve hastanın şikayetleri birleştirilerek mediastine kaçak" olduğu düşünülüp buna göre spesifik tetkikler yapılabilir ve komplikasyonlar değerlendirilebilirdi. Hastanın oral beslenmesinin 08/07/2007" de kesilmesi gerekirdi. Burada başta müdavim hekim Dr. ... dahil hastayı, muayene eden her hekimin tıbbi hatası vardır." denildiği,
    Sanık ... müdafii tarafından yapılan talep üzerine İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı hocaları tarafından hazırlanan raporda özetle; Ameliyat sırasında ortaya çıkan yemek borusu yaralanmasına bağlı olarak ameliyat sonrası fark edilen yırtılma şeklindeki komplikasyonun tıbbi yönetiminin birden fazla uzmanlık alanının katılımı ile çok disiplinli bir yaklaşım gerektirdiği, tıbbi dosyanın incelenmesi sonucunda, komplikasyon sonrası hastanın yönetiminde; multidisipliner yaklaşımda eksiklikler sonucu, yemek borusu yaralanmanın geç fark edilmesi sureti ile bilimsel standartlara uygun olmayan bir yaklaşımla takip ve tedavi yapıldığını düşündüren belirgin bulgular bulunduğu, bahse konu eksikliklerin sağlık profesyonellerine bir sorumluluk yükleyip yüklemediğinin belirlenmesi için değerlendirme bölümünde belirtildiği gibi Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan talebin yerine getirilmesinde zorunluluk bulunduğu, Doç. Dr. ..."in bu multidisipliner ekibin bir parçası
    olmadığından; kendisine kusur atfedilemeyeceği, zira Doç. Dr. ... tarafından yapılan başarılı trakeal entübasyon sonucunda, hastanın hava yolunun güvenceye alınması ile anne ve bebeğin doğum sürecini sağlıklı atlatmasının sağlanmış olduğu, bu aşamada da Doç. Dr. ..."in konsültan hekim olarak görevi ve sorumluluğunun sona ereceğinin" belirtildiği,
    Mahkemece hükme esas alınan 30.03.2011 tarihli Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Yardımcı Doçent Doktor Nezih Varol tarafından düzenlenen raporun sonuç bölümünde ise; her iki sanığın ortak eylemi ile hasta yararına yaptıkları sağlık sunumunun kişide ölüme neden olan tıbbi hata niteliğinde olduğunun belirtilmesi karşısında, öncelikle Adli Tıp Kurumunun 03.05.2010 tarihli yazısında belirtildiği üzere "... Hastanesinde tıbbi belgelere göre hastanın tetkikinde göğüs hastalıkları uzmanı, göğüs, kalp ve damar cerrahı uzmanı, kardiyoloji uzmanı, anestezi uzmanı yer aldığı ve konsültasyonlarda bulunduğu anlatıldığından, her uzmanlık dalının doktoruna (göğüs hastalıkları uzmanı göğüs, kalp ve damar cerrahisi uzmanına, kardiyoloji uzmanına, anestezi uzmanına, kadın doğum uzmanına) ayrı ayrı sorularak, hastanın takibinde ayırıcı tanıda ne düşündükleri, hastanın kliniği nasıl olup hangi takip ve tedaviyi uyguladıkları konusunda ayrıntılı ifadelerinin temini, radyoloji uzmanına da 09.07.2007 tarihli torax BT raporunda üst mediastende geniş hava kolleksiyonları gördüğünü belirtmiş olup, bu durumun kendisine bir perforasyonu düşündürüp düşündürmediği, bu nedenle hasta takibinde yer alan hekimlerle görüşüp görüşmediği ve bu perforasyon şüphesini raporun sonuç bölümüne neden yazmadığı yönünde ayrıntılı ifadesinin temini, ... Hastanesinde kişiye ait 07.07.2007 tarihinde çekildiği bildirilen PA-Akciğer grafisinin teminen gönderilmesinden sonra, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas Dairesinden" hasta Dr. ..."in sezaryen öncesi anestezi değerlendirilmesinde tıbbi hata veya özensizlik olup olmadığı, genel anestezi endikasyonunun doğru olup olmadığı; perforasyonun fark edilmemesi ve gerekli önlemlerin alınmamasının tıbbi hata olup olmadığı; ameliyat sonrası anestezi takiplerinde özensizlik olup olmadığı, hastanın özofagus perforasyonu tanısında gecikme olup olmadığı; hastanın ölümü ile özofagus perforasyonu arasında nedensellik olup olmadığı, tanıda gecikmenin ölüme yol açıp açmadığı hususları ile sanık doktorlar ile tanı ve tedavide görevli diğer doktorların ölüm olayının meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, alınan rapora göre de sorumlu kişi yada kişiler hakkında dava açılması sağlandıktan sonra, sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
    Kabul ve uygulamaya göre de;
    1- Sanıklar hakkında hükmedilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nın 50/4. maddesi gereğince seçenek yaptırımlardan adli para cezasına, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre çevrilebileceği gözetilmeksizin, "koşulları oluşmadığından sanıklar hakkında TCK"nın 50-51 md lerinin uygulanmasına yer olmadığına şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanıklar hakkında hükmedilen hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
    2- 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden anılan madde ile sanıklar hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi