22. Hukuk Dairesi 2017/16173 E. , 2018/23902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedene dayanmaksızın feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait işyerinde 21/03/2005 tarihinde tır şoförü olarak çalışmaya başlayan davacının kusuru sebebiyle sevk ve idaresindeki müvekkili şirkete ait ... plakalı araçta yüksek tutarda hasar meydana geldiğini, işbu kaza sonucu müvekkili işverenin uğradığı hasar bedelinin davacının otuz günlük ücretini aştığından iş sözleşmesinin İş Kanunun 25/II-ı maddesi gereğince yasal süre içinde haklı olarak feshedilmiş olduğunu, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı alacaklısı olamayacağını, davacının müvekkili şirkette çalıştığı dönemde fazla çalışması bulunduğu zamanlarda bunların bordrolarına yansıtılarak ihtirazı kayıtsız ödendiğini,hafta tatillerinde işyerinde herhangi bir çalışmanın olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir.
İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Yukarıda belirtilen hususlar hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretleri için de geçerlidir.
Somut olayda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2009 Mayıs ayı dahil sonraki dönem hemen her ay fazla mesai ücretinin tahakkuk ettirildiğini, tahakkuk ve ödemenin bulunmadığı 2009 Nisan ayı öncesi dönem bakımından hesaplama yapılacağını belirtilmiş ve fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları hesaplanmıştır. Ancak dosya kapsamındaki ücret bordroları incelendiğinde 2009 Mayıs ayı ve sonrası dönemde fazla mesai ücreti bakımından tahakkuklar bulunmakta ise de; hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları bakımından tahakkukların bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca tüm dönem bakımından ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarının hesaplanması gerekli iken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.