10. Hukuk Dairesi 2018/2555 E. , 2018/4653 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, iş kazası nedeniyle yaralanan sigortalıya ödenen peşin sermaye değerli gelirin 5510 sayılı Yasa"nın 21. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir.
5510 sayılı Yasa"nın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesi 1. fıkrası ile “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş olup, 21. maddenin 4. fıkrası ise 3. kişilerin sorumluluğu" İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Diğer taraftan 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkûmiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. ..., “...’nın Türkçesi Üzerine”, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Şu halde, hukuk hakimi ceza mahkemesinin saptadığı maddi olaylarla bağlıdır.
İnceleme konusu davada; 20.01.2009 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanan sigortalıya ödenen peşin sermaye değerli gelirin tahsilinin talep edildiği, tazminat dosyasında alınan 01.08.2011 tarihli kusur raporunda kazazede sigortalı %30, davalı işveren %70 oranında kusurlu bulunduğu, dosyada alınan 22.12.2013 tarihli ve 31.05.2015 tarihli bilirkişi raporlarında davalı işveren %70, ( bu kusurun % 1 teknik nezaretçi ..."a, %5 işyeri sahibi ..."ya ait), Gedaş A.Ş. %5, sigortalının %25 kusurlu bulunduğu, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/515 Esas, 2011/913 Karar sayılı, 20.12.2011 tarihli kararı ile ..."nın hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itirazın reddedilmesi üzerine 10.01.2012 tarihinde kesinliştiği, tazminat dosyasında ... Elektrik Dağ. A.Ş."ne yönelik davanın reddine, davalı işveren yönünden maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, kararın 21. Hukuk Dairesinin 23.02.2015 tarihli ilamı ile onandığı, tazminat dosyası kesinleştiğinden bu dosyada alınan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Tazminat davasında kesinleşen kusur raporu, davada taraf olmayan Kurum tarafından açılan eldeki rücuan tazminat davasında kuvvetli delil niteliğinde olup, bağlayıcı değildir. Davaya konu olayın ise davalı işverene ait kum ocağında elektrikçi olarak çalışmakta olan sigortalının ocakta elektrik kesintisi olması üzerine şantiyede görevli ... tarafından görevlendirilmesi ve tamirat için elektrik direğine çıktığı esnada elektrik akımına kapılarak vefat etmesi şeklinde geliştiği görülmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporu ile eldeki davada kusura ilişkin bilirkişi raporlarının birbiriyle çelişkilidir. Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve ceza dosyası da gözetilerek ceza dosyasında kusurlu bulunanların da sorumluluğunu belirleyen, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçları irdeleyen, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle belirleyen, kusur raporları arasındaki çelişkiyi gideren denetime elverişli kusur raporu alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemece bu hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.