20. Hukuk Dairesi 2015/12311 E. , 2016/2241 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyü 799 ve 811 parsel sayılı sırasıyla 8334,00 m2 ve 110.133,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, ham toprak vasfıyla 1990 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... ..., sulh hukuk mahkemesinde açmış olduğu davada; ... köyünde 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince 2/B alanlarında güncelleme ve teknik mevzuata göre fennî hataların düzeltilmesi yolunda çalışmalar yapıldığını, bu çalışmada 799 ve 811 parsellerin cinsinin ham toprak olarak belirlendiğini, oysa bu taşınmazların tamamen eylemli orman olduğunu iddia ederek, düzeltme çalışmasının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, istek halinde ve karar kesinleştiğinde dava dosyasının görevli ve yetkili Tavşanlı Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair verilen karar, ... ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.05.2013 gün ve .../... E. - .../... K. sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmiştir.
Görevsizlik kararının kesinleşmesinin ardından mahkemece; davacının talebinin çekişmeli taşınmazların davacı idareye tahsisi isteminden ibaret olduğu, davacı idarenin bu taleple davalı idareye başvuru yaptığı, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin altıncı fıkrası düzenlenmesi karşısında ... ... talep etmesi halinde cins tashihi ve tahsis işlemlerinin sonuçlandırılacağı, işbu davanın davacı ve davalı kurumlar arasında idarî yoldan başvuru yapılarak halli mümkün bir konuda açıldığı, davacı idarenin yapılan başvuru neticesini beklemeksizin eldeki davayı açtığı, idarî başvuru neticesinde elde edilmesi istenen menfaatin elde edilememesi halinde, dava açmak mümkün iken başvuru neticesini beklemeksizin dava açılmasında hukukî yarar olmadığı gerekçeleriyle dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddine karar verilmiş; davacı ... ... tarafından hüküm temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.06.2014 tarih ve .../... E. - .../... K. sayılı ilâmı ile “İncelenen dosya kapsamına göre mahkemece her ne kadar dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; 4999 sayılı Kanunla değiştirilen 6831 sayılı Kanunun 11/6. maddesinde 2/B madde uygulamaları sonucu orman rejimi dışına çıkartılan ancak, fiilen orman olduğu ... Genel Müdürlüğü tarafından tesbit edilen yerlerin talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilip orman niteliği ile ... adına tescili öngörülmüş olup, ... ... ile .... arasındaki eldeki uyuşmazlık, taşınmazların mülkiyetine değil, niteliğine ilişkin olduğundan, taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalması ve halen de eylemli biçimde orman olması halinde, ... ... bu tür yerlerin ... idarî yolla orman olarak tahsisine talep edebileceği gibi bu talebini dava yolu ile de isteyebilecektir.
Davacı ... ... tarafından çekişmeli taşınmazların idarî yolla orman olarak tahsisine ilişkin olarak davalı ... 2010 yılında başvuru yapılmış, talebe ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemesi nedeniyle 30.01.2012 günü eldeki dava açılmış, Dairemizin iade kararı sonrasında ... Mal Müdürlüğünün 18.04.2014 tarih ve 555 sayılı cevabî yazısına göre de taşınmazların orman olarak tahsis işlemleri halen gerçekleşmediği bildirilmiştir. İdarî yolla taşınmazların ... ... tahsisine ilişkin olarak davalı ... tarafından olumlu ya da olumsuz işlem yapılmadığına göre davacı ... ... taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı ve halen de eylemli biçimde orman olduğu iddiasıyla taşınmazların orman olarak tescilini dava yolu ile isteyebilecektir.
Bu durumda; çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalıp kalmadığı ve fiilen orman niteliğini taşıyıp taşımadığının saptanması gerekmekte olup, mahkemece bu konuda mahallinde keşif yapılmayıp taşınmazların eylemli durumu belirlenmemiştir. Bu nedenle, mahkemece halen ... ve ... ... ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalıp kalmadığı ve fiili durumu, üzerindeki ağaçların yaşları ve cinsleri, toprak yapısı incelenmeli, fiilî orman niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılarak bilimsel verilere dayalı yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.” denilerek bozulmuştur.
Bozma ilâmına uyulmasının ardından mahkemece davanın kabulüne; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde yer alan 799 ve 811 parsel sayılı taşınmazlara yönelik düzeltme (2/B) işleminin iptaline ve taşınmazların orman vasfıyla ... ... ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, eylemli orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1979 yılında seri bazda orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 10/09/1979 tarihinde 1 yıl süre ile ilân edilerek 10.09.1980 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra 1989 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan orman sınırlandırması ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre davanın kabulü yönünde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, Kadastro Kanununun 36/A maddesinde yer alan "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz." şeklindeki hükme rağmen davalı ... aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmolunması doğru değil ise de belirtilen bu hususlar hükmün bozulmasını yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının dördüncü ve beşinci bentlerinin hükümden çıkarılarak yerine “3402 sayılı Kanunu"nun 36/A maddesi uyarınca davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve aynı madde uyarınca davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” ibaresi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 24/02/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.