1. Hukuk Dairesi 2014/20484 E. , 2017/1468 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı ..., maliki olduğu 16 nolu bağımsız bölümü harici olarak davalı ..."ye sattığını, onun da diğer davalı ..."a sattığını söyleyerek devir için kendisinden vekaletname istediğini, ancak satış bedelinin kendisine ödenmesi için verilen süreye rağmen ödeme yapılmadığı için davalı ..."yi vekillikten azlettiğini ve tapu idaresine bildirildiği halde taşınmazın davalı ..."a temlik edildiğini, davalıların iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiş, mahkemece ilk bozma öncesi verilen davanın kabulüne dair karar usulsüz kesinleştirilerek infaz edilmiş, adına tescil edilen taşınmaz davacı tarafından dava dışı ...’e, onun tarafından da dava dışı ...’a satış suretiyle temlik edilmiş, böylelikle adı geçen kişiler davacı sıfatıyla davaya katılmışlardır.
Davacı ..., dava konusu taşınmazı tapu siciline güvenerek iyiniyetle diğer davacı ...’tan satış suretiyle temlik aldığını, temlik tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı ..., dava konusu taşınmazı diğer davacı ...’den tapu siciline güvenerek satın aldığını, davacı ...’u ve davalıları tanımadığını bildirmiştir.
Davalı ..., vekillikten azledildiğinin Tapu Müdürlüğüne bildirilmediğini, dava konusu taşınmazı davacıdan aldığı vekaletname ile diğer davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., taşınmazı tapu siciline güvenerek ve bedelini ödeyerek iyiniyetle iktisap ettiğini, vekilin vekillikten azledildiğinin Tapu Müdürlüğüne bildirilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; "Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği için davalıya çıkartılan tebligatın " davalı ..."ın adresten ayrıldığı, yerleştiği, adresin bilinmediği" bilgisiyle iade edilmesi üzerine Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 10.11.2008 tarihli kararın ise dava dilekçesinde bildirilen ve tebligat yapılamayan adrese çıkarılması nedeniyle iade edildiği, aynı şekilde TK nun 35. maddesi uyarınca 23.1.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 3.8.2009 tarihinde kararı temyiz ettiği, mahkemece 31.8.2009 tarihli ek karar ile süresinde yapılmayan temyiz isteminin reddine karar verildiği, ek kararın ise yasal süresi içinde temyiz edildiği görülmektedir....Öncelikle, yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümleri şeklidir.Bu nedenle,tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur. Kural olarak ‘tebligat’ tebligat yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır.(Teb.Y.10.Md)
Son adreste bulunamamışsa, teblig memuru bulunabileceği adresi araştırır. Bulamazsa, durumu Muhtarlığa onaylatmak suretiyle saptar. (Teb.Y.28Md)Tebliği çıkaran kuruluşa bildirir. İlgili kuruluş adresi kişinin mensubu olduğu kurumlardan Tapu, Muhtarlık, Nüfus, Vergi Dairesi, Belediye idaresinden adresini araştırır. Buna rağmen, adres tespit edilemezse adres meçhul sayılarak ilanen tebligat kararı verilebilir. (Teb.Y46 Md) Özetlenen ilkeler, yasal ve yargısal uygulamalarla benimsenmiş öğretide de bu yönde görüşler ifade edilmiştir. (1.H.D 15.09.1998 6407/9124,HGK 20.09.1999 1-609/744, HMU 2. Cilt S.1582-1583). O halde, yukarıda belirtilen işlemler yapılmaksızın ve ilkeler göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olduğu kabul edilemez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasaanın 90/son maddesi delaletiyle nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu durumda dava dilekçesinin tebliğinin yöntemine uygun olduğu söylenemez. Bunun sonucu olarak davalının eldeki davada savunma hakkını kullanamadığı ortadadır. Hal böyle olunca; usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliği, taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne, ancak ilk karardan sonra taşınmaz, üçüncü kişiye davacı tarafından satıldığından tapu iptali-tescil davasının konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, bu kez Dairece, “... somut olayın özelliğine göre taşınmaz sicil kaydı kendisine devredilen tebligat yapılarak onun huzuru ile davanın görülmesi ondan sonra iddia ve savunma doğrultusunda delillerinin toplanarak bir hüküm kurulması gerektiği..” gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile 13/07/2007 tarihli satış işleminin iptaline, dava konusu taşınmaz davada temlik alan ve davacı sıfatını kazanan ... adına kayıtlı olduğundan bu konuda yeniden tescil kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ..."in temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.842.40.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalı ..alınmasına, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.