1. Hukuk Dairesi 2020/2920 E. , 2021/1684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TERKİN
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, terkin davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili, davalı ... İdaresi vekili ve dahili davalılar vekili tarafından; tavzih kararı ise davalı Hazine ve ... İdaresi tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ..., davalı Maliye Hazinesi vekili Avukat ...ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı ... Genel Müdürlüğü vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Davacı, 21 parsel sayılı taşınmazın maliki ...’nun mirasçısı olduğunu, davalı ... idaresi tarafından mahlül kararına dayalı olarak hasımsız açılan dava sonucunda taşınmazın ... adına tesciline karar verildiğini intikal işlemi için tapuya başvurduğunda öğrendiğini, diğer davalı tarafından da tapu kaydına “... Müdürlüğüne sorulmadan işlem yapılmayacak” şerhi konulduğunu, bu şerh nedeniyle mahkemenin tescil ilamının ve kendisinin intikal işleminin yerine getirilemediğini ileri sürerek tescil kararının iptali ile muarazanın önlenmesine, diğer davalı...Müdürlüğü’nün tasarruf ve muarazasının ortadan kaldırılmasına, taşınmazın adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları yargılamaya devam etmişlerdir.
Asli müdahiller, kendilerinin de 21 parsel sayılı taşınmazı maliki ...’nun mirasçısı olduklarını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, vakıf şerhinin ve davalıdır şerhinin terkinine karar verilmesini istemişler, aşamada taşınmaza müdahale edenler olduğunu belirtip müdahalenin men-i ile kale karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ... İdaresi, dava konusu taşınmazın ... adına tesciline dair verilen kararın kesinleştiğini, mahlul kararının aksi sabit oluncaya kadar kadar geçerli olduğunu, davacının kayıt malikinin mirasçısı olduğunu ispatlaması gerektiğini belirterek; davalı Hazine kayıt maliki ile davacının kök mirasbırakanının aynı kişi olmadığını, aynı kişi olsa bile anılanın başka mirasçıları da olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Dahili davalılar, taşınmazı 1965 yılında harici satış senedi ile edindiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “...davacıya, davalı Hazine ve ... İdaresini hasım olarak göstermek suretiyle tapu kayıt maliki ...’dan itibaren veraset ilamı almak üzere mehil verilmesi, açılacak bu davanın sonucunun beklenilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın tapu iptali ve tescili talebi yönünden kabulüne, vakıf şerhinin terkini talebi ile men-i müdahale - kal taleplerinin tefriki ile bu davalarda eldeki davanın kesinleşmesinin beklemesine karar verilmiş, asli müdahillerin tavzih talebi üzerine yargılama giderleri ve harcın düzeltilmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 304. maddesi “(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” hükmünü, 305. maddesi ise "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmünü düzenlemiştir.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece düzeltme kararı verilmiş ise de, düzeltilen hususların HMK"nin 304. maddesinde düzenlenen ""yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar"" olarak kabul edilebilecek nitelikte olmadığı gibi, HMK’nın 305. maddesinde belirtildiği şekilde hükmün açıklanması veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesi niteliğinde de değildir. Öte yandan, bu tür değişikliklerin HMK"nin 305/2 maddesindeki düzenlemeye de aykırı olduğu kuşkusuzdur. Nitekim, davacılar ve asli müdahiller vekili de 02.02.2021 tarihli dilekçeleri ile tavzih taleplerinden vazgeçtiklerini belirterek hükmün onanmasını talep etmiştir. Hal böyle olunca, 01.09.2020 tarihli düzeltme kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Bilindiği ve 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde düzenlendiği üzere (1086 sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Ancak, somut olayda, infazda tereddüt yaratacak şekilde tescile dayanak olarak ...’un veraset ilamının mahkeme ve esas bilgilerinin hükümde yer almaması doğru değildir.
Hemen belirtmek gerekir ki harç, kamu düzenini ilgilendirdiğinden temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın resen gözetilmesi gereken hususlardandır. Öte yandan, davada birden fazla davalı olduğu, davalı Hazine’nin harçtan muaf olduğu dikkate alınarak hükmedilen harçtan davalı ... İdaresinin sorumlu tutulması, yargılama giderlerinden ise davalı Hazine ve ... İdaresinin mütesilsilen sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
Ne var ki, anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, yerel mahkeme kararının hüküm kısmının tümden hükümden çıkarılarak yerine “1)Davanın kabulü ile; ... ili ... ilçesi ... mah. 199 pafta 8 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına ... 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1046 esas ve 2018/1206 karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında tesciline,
2)Vakıf şerhinin terkini yönünden açılan davanın tefriki ile yeni esasa kaydına mahkememizin bu dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine,
3) Meni müdahale ve kal yönünden açılan davanın tefriki ile yeni esasa kaydına tefrik edilen dosyada bu dosyanın kesinleşmesinin beklenilmesine,
4) Alınması gereken 127.876,32 TL karar ve ilam harcından, peşin harç ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 33.429,08 TL harcın mahsubu ile kalan 94.447,24 TL harcın davalı ... İdaresinden alınarak hazineye gelir kaydına, davacılar ve asli müdahiller tarafından yatırılan 33.429,08 TL peşin harcın davalı ... İdaresinden alınarak davacılara ve asli müdahillere verilmesine,
5) Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre 51.994,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı Maliye Hazinesinden ve davalı ... İdaresinden müteselsilen alınarak davacılara ve asli müdahillere verilmesine,
6) Davacılar ve asli müdahiller tarafından yapılan 2.608,70 TL giderin davalı Maliye Hazinesinden ve davalı ... İdaresinden müteselsilen alınarak davacılara ve asli müdahillere verilmesine,
7) Davacılar ve asli müdahiller tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra davacılara ve asli müdahillere İADESİNE," cümlelerinin yazılmasına, davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dahili davalılara yönelik taleplerin eldeki davadan tefrik edilerek başka bir esasa kaydının yapıldığı anlaşılmakla; bu davada sıfatları kalmayan dahili davalıların temyiz dilekçelerinin REDDİNE, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar ... vd. vekili ile davalı Hazine vekili için 3.050.00.-"şer TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.