16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/658 Karar No: 2017/5860 Karar Tarihi: 28.09.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/658 Esas 2017/5860 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/658 E. , 2017/5860 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ...Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 113 ada 4 ve 132 ada 47 parsel sayılı 7.335,13 ve 19.238,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı ... adına, 113 ada 9 parsel sayılı 5.932,61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına, 113 ada 18 parsel sayılı 36.306,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı Şöhret İşik adına, 129 ada 59 parsel sayılı 15.083,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ... miras yoluyla gelen hakka, davacı ... ise taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kaldığı, 1936 yılı umumi tahririnde ... adına kayıtlı bulunduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda keşif gideri yatırılmadığından davanın esastan reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline, karar verilmiş; hüküm, davacı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, verilen kesin süre içinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı, bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece mahallinde 27.03.2015 tarihinde keşif yapılmasına karar verilip, davacı tarafa keşif giderlerini yatırması için 1 aylık kesin süre verilmiş ise de; kesin süre ihtaratına ilişkin tebligat davacı Hazineye 12.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı Hazineye verilen 1 aylık sürenin sonu keşif tarihinden sonraya denk gelmektedir. Bu nedenle verilen süre makul süre kabul edilemez. Bu durumda yerel bilirkişiler ve tanıklar hazır olamayacağı için yapılamayacağı önceden belli olan keşif için davacı tarafa külfet yüklenmesi doğru olmadığı gibi bu dava dosyası ile birleştirilen mahkemenin 2007/4379 ve 2013/54 Esas sayılı dava dosyalarında dava konusu 113 ada 9 ve 132 ada 47 parsel sayılı taşınmazlarda keşfin icra edildiğinin göz ardı edilmesi de doğru değildir. Yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.