Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5272 Esas 2017/7509 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/5272
Karar No: 2017/7509
Karar Tarihi: 06.11.2017

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5272 Esas 2017/7509 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, bir kişi hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verdi. Sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suç olup, resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi veya gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin bilerek kullanılması şeklinde gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için belgenin aldatıcı nitelikte olması gereklidir. Kararda, sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte olup olmadığı ve beş duyuyla ilk bakışta anlaşılabilir olup olmadığına karar vermek için gerekli incelemelerin yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, mahkemenin 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uygulamasını Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla birlikte yeniden değerlendirmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise şunlardır: 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ve 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2017/5272 E.  ,  2017/7509 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1)Resmi belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Birinci seçimlik hareket, resmi belgeyi sahte olarak düzenlemektir. Bu seçimlik hareketle, resmi belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmektedir. İkinci seçimlik hareket, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmektir. Bu seçimlik hareketle, esasında mevcut olan resmi belge üzerinde silmek veya ilaveler yapmak suretiyle değişiklik yapılmaktadır. Birinci ve ikinci seçimlik hareketle bağlantılı olarak belirtilmek gerekir ki; sahteciliğin, belge üzerindeki bilgilerin bir kısmına veya tamamına ilişkin olmasının, suçun oluşması açısından bir önemi bulunmamaktadır. Üçüncü seçimlik hareket ise, sahte resmi belgeyi bilerek kullanmaktır. Kullanılan sahte belgenin kişinin kendisi veya başkası tarafından düzenlenmiş olmasının bir önemi yoktur. Kullanma mütemadi suç şeklinde de gerçekleşebilir.
    Suçun oluşabilmesi için düzenlenen veya değiştirilen ya da kullanılan belgenin, gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği bu suçun temel unsuru olup, özel bir incelemeye tabi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte (nesnel) olup olmadığı ve beş duyuyla ilk bakışta anlaşılabilir olup olmadığı, şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
    Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin yargılamayı yapan hakime ait olması ve yapılan sahteciliğin belli bazı kişilere karşı değil, objektif olarak herkese karşı aldatma yeteneğine sahip olması gerektiği gözetilerek gerçekleştirildiği iddia edilen sahtecilik eylemlerinin aldatıcılık niteliğini taşıyıp taşımadığının belirlenmesi, gerekli görülmesi halinde bilirkişi marifetiyle incelenerek gerekçeli kararda tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 Tarih 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.