Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3746
Karar No: 2014/9980
Karar Tarihi: 19.06.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/3746 Esas 2014/9980 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/3746 E.  ,  2014/9980 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SALİHLİ 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/03/2013
    NUMARASI : 2012/342-2013/178

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı Salihli Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü , kimya öğretmeni olarak çalışan davalıya yersiz ödenen 3.247,83 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir .
    Davalı davanın reddini talep etmiştir.
    Yerel mahkemece, davacı kurumun davalının maaşından dilediği zaman sözkonusu yersiz ödemeye mahsuben kesinti yapmak suretiyle alacağının tahsil edebileceğinden bahisle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık; dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
    Öncelikle, hukuk yargılamasının amacı ve davada menfaat (hukuki yarar) kavramları üzerinde durulmalıdır:
    Maddi anlamda yargılama faaliyeti, genel olarak, objektif (pozitif) hukuk kurallarının bağımsız mahkemelerce, somut olaya uygulanarak bir karar verilmesi şeklinde tanımlanmaktadır (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder: Medeni Usul Hukuku, Ankara 1995, s.52).
    Günümüzde, hukuk yargılamasının amacının, doğru, adaletli karar vermek olduğu kabul edilmektedir. Kararın adaletli olması ise, davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığın, tarafları tatmin eder biçimde ortadan kaldırılmasının yanında ve ondan çok daha önemli olarak, toplum barışını sağlamaya yönelik olması anlamına gelmektedir.
    Bunun için de, kararın maddi gerçeği yansıtması ve yapılan yargılamanın ucuz, basit ve çabuk olması gerekir (Yılmaz, Ejder: Medeni Yargılama Hukukunda Islah, Ankara 1982, s.6-7).
    Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin, ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, Ramazan; Aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, Önsöz VII).
    Öte yandan, bu yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir (Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, s.135).
    Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, menfaate, "davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı" da denilmektedir (Hanağası, Emel: a.g.e., s.19, 20,21, dipnot 73, 85, 86 ve 87"de belirtilen yazarlar).
    Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulu"nun 24.11.1982 gün ve 1982/7-1874 E.-914 K.; 05.06.1996 gün ve 1996/18-337 E.-542 K.; 05.02.1997 gün ve 1997/18-797 E.-53 K.; 11.03.1998 gün ve 1998/8-176 E.-217 K.; 20.10.1999 gün ve 1999/14-840 E.-859 K.; 10.11.1999 gün ve 1999/1-937 E.-946 K.; 30.05.2001 gün ve 2001/14-443 E.-458 K.; 29.05.2002 gün ve 2002/2-401 E.-451 K.; 17.03.2010 gün ve 2010/3-119 E.- 159 K.; 31.03.2010 gün ve 2010/11-143 E.-196 K. sayılı kararlarında da, benimsenmiştir.
    Bir davada, menfaat (hukuki yarar) ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesi, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
    Bu ilkeden hareketle, davada menfaatin varlığı, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)"nin 6.maddesi ile 1982 Anayasası"nın 03.10.2001 gün ve 4709 sayılı Kanunun 14.maddesi ile değişik 36.maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü"nün, dürüstlük kuralına uygun, kullanılması sağlanmaktadır.
    Böylelikle haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence de sağlanmış olur.
    Bilindiği üzere, davacı ya da davacıların dava haklarına sahip olmaları yeterli değildir. Bundan başka, davanın açılmasında hukuki bir yararın bulunması da gerekir. Buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir. Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır (H.G.K."nun 24.06.1992 gün ve 1992/1-347 E.-394 K.; 30.05.2001 gün ve 2001/14-443 E.-458 K. sayılı ilamları).
    Y ukarıda arz ve izah kılınan nedenlerle; Davacı İdarenin yersiz ödenen bedele yönelik hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı olup davacı iddiasının haklılığı yargılamayı gerektirip taraf delillerine göre belirlenecektir. Yerel mahkemenin, gerekçesindeki gibi yersiz ödemenin davacı İdarece kesilebileceğinin ileri sürülmesi, mevcudiyeti tartışmalı bir hak konusunda tarafı ihkakı hakkı sevkedeceği gibi, hukuk devleti ilkesiyle de bağdaşmaz. Şu durumda davacının eldeki davayı açarak yersiz ödeme yapılan davalıdan alacak isteminde hukuki yararı bulunduğu sabitken, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın reddi cihetine gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi