4. Hukuk Dairesi 2014/16253 E. , 2014/17588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/12/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat ve saldırının önlenmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyizine gelince; Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden dolayı saldırının önlenmesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
01/10/2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2. maddesi gereğince; kural olarak yargılama giderleri, davadaki haklılık oranına göre haksız çıkan tarafa yükletilir." biçiminde düzenleme bulunmaktadır.
Şu durumda, davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının davalı tarafça yapılmış gibi kabul edilerek davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle, hüküm kısmının 4 numaralı bendin tümden silinmesine, yerine "600 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" cümlesinin yazılmasına, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/12/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı kişilik haklarına saldırı nedeniyle 1000 TL manevi tazminat ödenmesine ve ayrıca TMK 24 25. ve Basın Kanunu"nun 3. maddelerine göre bir takım uygunsuz görüntüler içeren CD"lerin görsel olarak yazılı basında veya internet ortamında yayınlanması ihtimaline binaen muhtemelen yayının önlenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında davacının kamuoyunun dikkatini çeken bir durumda olmakla davanın reddine karar vermiştir. Dairemiz çoğunluğu tarafından ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır. Aşağıdaki nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.
1-Öncelikle davacının dava dilekçesi iki ayrı talep içermektedir. Bunlar bir miktar manevi tazminat ödetilmesi ve bir takım kişisel görüntülerin görsel ve dijital ortamlarda yayınlanmasının önlenmesi şeklindedir. İlk derece mahkemesi görünür gerçeğe uygun olmak ve kamu yararı esası itibarı ile davayı reddettiğine göre konuyu sadece manevi tazminat talepleri itibari ile icelemiştir. Ancak davacının MK 24 ve 25. maddeleri yönünden herhangi bir inceleme yapmamış ve ayrıca hüküm de kurmamıştır. Usul Hukuku açısından mahkeme kararı bu yönden eksiklik içermektedir. Bu nedenle karar bozulmalıdır.
2-Davacının önleme talebinin incelenmesi konusundaki zorunluluk kişinin özel hayatı açısından bakıldığında acil bir gereksinim olarak ortada durmaktadır. Çünkü davacı taraf eldeki dosya içeriğine göre gerçekten bu talebinde haklıdır. Zira gerçekten dosyadaki kanıtlar davacının tam anlamıyla özel hayat içerikli olan görüntülerinin özellikle korsan internet sitelerinde yayınlanma olasılığının yüksek oranda göstermektedir. Haber ne kadar görünür gerçeğe uygun olursa olsun kişilerin cinsel içerikli özel görüntülerinin ve bu anlamda erotik ve pornografik görüntülerinin yayınlanmasında asla va asla kamu yararı olamaz. Yayınlandığı anda da kişinin özel hayatı oldukça ağır bir şekilde saldırıya uğramış olur. Dosya içeriğine göre bu olasılık yüksek olduğuna göre davacının MK 24 ve 25. maddesine dayanan taleplerinin incelenmesi ve kabul edilmesi gerekirdi. Bu nedenle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.22/12/2014