Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3779
Karar No: 2021/1825
Karar Tarihi: 01.03.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/3779 Esas 2021/1825 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2018/3779 E.  ,  2021/1825 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
    KANUN YOLU: TEMYİZ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle denetime veri teşkil edecek eski tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, ortofoto, tesis kadastrosu haritası, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılması; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunun denetlemesinin istenmesi, fen bilirkişi raporunda tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği hususlarının belirlenmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, dava konusu 328 ada 19 parsel sayılı taşınmazın Kadastro Komisyon kararı uyarınca 5.283,83 metrekare yüzölçümüyle, 328 ada 22 parsel sayılı taşınmazın ise Kadastro Komisyon kararı uyarınca 3.220,59 metrekare yüzölçümüyle tapu siciline aynen aktarılarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.
    Somut olayda; Uygulama kadastrosu sırasında .... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 64 parsel sayılı 4.680,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 328 ada 22 parsel numarasıyla ve Komisyon Kararı uyarınca 3.220,59 metrekare yüzölçümlü olarak, davalı ... adına kayıtlı eski 65 parsel sayılı 3.840,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 328 ada 19 parsel numarasıyla ve Komisyon Kararı uyarınca 5.283,83 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı 328 ada 22 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün, komşu 328 ada 19 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit edildiğini ileri sürerek dava açmıştır. Davalı ... ise cevaben, dava konusu taşınmazların müşterek sınırının zemindeki duvar olduğunu, 1970 yılından beri de bu duvar uyarınca taşınmazların kullanıldığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur. Mahallinde 11.06.2014 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davalı tanıkları, dava konusu taşınmazların müşterek sınırının, su arkını takip eden taş yığını (davalının bahsettiği taş duvar) olduğunu beyan etmişler; davacı ise, davalı ...’nin taşınmazlar arasındaki sınırı eylemli olarak değiştirdiğini, müşterek sınır olduğunu ileri sürdüğü duvarı da kendisinin tesis kadastrosundan sonra lehine olacak şekilde yaptığını, müşterek sınırın duvar olmadığını beyan etmiştir. Mahallinde 20.10.2017 gününde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davalı tanıkları da, önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davalı tanıkları ile aynı şekilde beyanda bulunmuşlar; davacı tanığı ..., taşınmazlar arasındaki müşterek sınırının su arkının yanında bulunan taş duvar olduğunu ancak bu arkın ne zaman açıldığını bilmediğini; davacı tanığı ... ise, 10-15 yıl önce davalının eşi Tahir’in su arkını kapattığını, tesis kadastrosu sırasında müşterek sınırın su arkı mı yoksa kenarındaki setler mi olduğunu bilmediğini, davalının taşınmazını, davalının damadının kepçe sokarak düzelttiğini beyan etmiştir. Bozma öncesi aldırılan teknik bilirkişi raporunda, uygulama kadastrosu sonrası, dava konusu taşınmazların sınırlarında meydana gelen farklılığın, tesis kadastrosu sırasında, sınırların paftaya tersimatının yanlış yapılmasından kaynaklandığı, Kadastro Komisyon Kararı uyarınca oluşturulan yeni müşterek sınırın, zemindeki kullanıma uygun olduğu belirtilmiş; bozma sonrası aldırılan teknik bilirkişi raporunda ise, tesis kadastrosu sırasında taşınmazların müşterek sınırının paftaya yanlış tersim edildiği, 1953 ve 1957 tarihli ortofotonun çözünürlüğünün az olması sebebiyle tesis kadastrosu sırasındaki müşterek sınırın neresi olduğuna dair sağlıklı bir çıkarım yapılamadığı, uygulama kadastrosu sırasında, parsellere ait hatalı sınırın düzeltildiğini, yeni oluşan sınırın zeminle de uyumlu olduğu belirtilmiştir. Tesis kadastrosu sırasında düzenlenen ölçü krokisi incelendiğinde, taşınmazların müşterek sınırında duvar veya ark olduğuna dair bir işaret bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucunda oluşan sınırlara davalı ... tarafından itiraz edilmesi üzerine, Kadastro Komisyonunca, “tesis kadastrosu sırasında taşınmazların takeometrik ölçü değerlerine göre paftasının hatalı tersim edildiği” kabul edilerek, 268 ile 305 noktaları arasındaki müşterek sınırın iptali ile sınırın 72 ile 305 noktaları arasında tesisine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, taşınmaz sınırlarının tek tek değerlendirmeye tabi tutulup, tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmesi faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bozma ilamında, dava konusu taşınmazlara ait tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastrosu paftasının çakıştırılması istenilmiş olmasına rağmen, Mahkemece yalnızca taşınmazların uygulama kadastrosu sonucunda oluşan sınırları ile Kadastro Komisyon kararı uyarınca tesis edilen sınırı bir arada gösterir, taşınmazların uygulama kadastrosu sonucunda oluşan müşterek sınırının, Kadastro Komisyonu kararı uyarınca ne sebeple mülkiyet değişikliğine yol açacak şekilde değiştirildiğini açıklamaktan uzak, denetime elverişsiz teknik bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre, tesis kadastrosunun yapıldığı 1979 yılına en yakın tarihli varsa başkaca hava fotoğrafları da dosya arasına alınmalı, bundan sonra harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle, önceki bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    01.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi