1. Hukuk Dairesi 2019/1023 E. , 2021/1683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi davacının istinaf istemini kabul ederek HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereği yerel mahkeme kararını kaldırmış, temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile yeniden hüküm kurarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli ve davalı ... ile davacı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ...geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ..."nin 255 ada 5 parsel sayılı taşınmazını ... ..."a, ... ..."un taşınmazın 1/2 payını mirasbırakanın oğlu olan davalı ..."ye, kalan 1/2 payı ..."ye, ..."nin 1/2 payı tekrar ... ..."a, ... ..."un da davalı ..."ye temlik ettiğini; temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde mirasbırakanın ölüm tarihi olan 10.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 150.000,00.-TL"nin davalılardan tahsiline; bunun da mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, mirasbırakanın ... ..."a borçlu olduğunu ve borcunu ödeyemediği için taşınmazı temlik ettiğini, daha sonra bedeli karşılığında taşınmazı ... ..."dan satın aldıklarını ve üzerine bina inşa ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi davacının istinaf istemini kabul ederek HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereği yerel mahkeme kararını kaldırmış, temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile yeniden hüküm kurarak davanın kabulüne karar vermiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."nin 10.02.2015 tarihinde öldüğü, geride davacı oğlu ..., davalı oğlu ..., dava dışı çocukları ..."in mirasçı olarak kaldığı, davalı ..."nin dava dışı ..."in eşi olduğu, mirasbırakanın 255 ada 5 parsel sayılı taşınmazını 04.03.1996 tarihinde dünürü ... ..."a (davalı ..."nin babası), ... ..."un taşınmazı 26.03.1996 tarihinde 1/2"şer paylarla davalı ... ve dava dışı ..."e devrettiği, ..."in taşınmazdaki 1/2 payını 21.04.1998 tarihinde ... ..."a, ... ..."un da aynı payı 02.11.1999 tarihinde davalı ..."ye temlik ettiği, dava konusu taşınmazda 11.11.2008 tarihinde kat irtifakı tesis edildiği ve 1, 3, 5, 7, 10, 12 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin davalı ...; 2, 4, 6, 8, 9, 11 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... adına tescil edildiği, dava tarihinden önce davalı ..."nin 3, 5, 12 ve 14 nolu bağımsız bölümleri, davalı ... de 2 nolu bağımsız bölümü dava dışı 3. kişilere devrettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak tapu iptal ve tescil isteminin kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine.
Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazın kat irtifakı tesis edilmeden önce davalılara devredildiği ve daha sonra üzerine bina inşa edilerek taşınmazda kat irtifakı tesis edildiği, bu nedenle davacının taşınmazın arsa vasfındaki hali üzerinden miras payı oranında hak sahibi olabileceği gerekçesi ile 1, 7 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının 17,332425 oranında; 4, 6, 8, 9, 11 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin 7,591622 oranında tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği anlaşılmakta ise de, çekişmeli taşınmaz üzerindeki binanın davalılar tarafından yaptırıldığı savunmasının başka bir davanın konusunu oluşturacağı, temliklerin muvazaalı olduğunun kabulü halinde dava konusu edilen taşınmazda 11.11.2008 tarihinde kat irtifakı tesis edilmesi ile oluşan bağımsız bölümlerde davacının miras payı oranında hak sahibi olacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; dava konusu 255 ada 5 parseldeki davalı ... adına kayıtlı 1, 7 ve 10; davalı ... adına kayıtlı 4, 6, 8, 9, 11 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi, dava dışı 3. kişilere temlik edilen 2, 3, 5, 12 ve 14 nolu bağımsız bölümler bakımından ise davacının terditli olarak talep ettiği bedel istemi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre ise, 17,332425 ve 7,591622 oranlarında tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilirken taşınmazların bu oranlarda bölünüp bölünemeyeceği araştırılmadan infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davacı vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davalılardan alınmasına, 6.283.98. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan payları oranında alınmasına, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23/03/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk kararı usul açısından bozmuştur.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, somut olayda muris muvazaasının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı tanıkları, temliklerin muvazaalı olduğunu söylerken, davalı tanıkları ise muvazaanın söz konusu olmadığını ifade etmişlerdir. Bu durumda mahkemece taraf tanıklarının beyanları değerlendirilirken, olayların oluş şekli, taraflar arasındaki sosyal ve ekonomik ilişkiler, yörenin gelenek ve görenekleri v.b bir çok özellik göz önüne alınmalı hayatın olağan akışı gözden kaçırılmamalıdır.
Davaya konu taşınmazın muris tarafından mahkeme kararıyla bedeli yatırılmak suretiyle satın alındığı, bu bedelin ödenmesi sırasında dünürü olan ...’ten borç alıp bu borcunu ödeyemediği, çocuklarından yardım istediği, yardım etmemeleri üzerine borcu karşılığı taşınmazı dünürüne sattığı anlaşılmaktadır. Bu noktada satış bedeli karşılığında olduğuna göre artık muvazaadan bahsetmek mümkün olmayacaktır. Bundan sonra yapılan temliklere gelince, ... taşınmazı ½ paylarla damadı ... ve onun kardeşi ..."e satmıştır. ... bedelini ödemiş, ... ise vermiş olduğu senet bedelini ödeyemeyince taşınmazı kayın pederi olan ..."e iade etmiştir. Bu arada aile içi sorunlar oluşmuş, ..."in eşi baba evine dönmüştür. Araya girenlerin ricası üzerine ..."in iade ettiği pay bu kez ... tarafından kızı ...’ye devredilmiş ve aile birliği yeniden kurulmuştur. Bütün bu olaylar karşısında muris muvazaasından bahsetmek hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir.
Hal böyle olurca açılan davanın tümden reddi gerektiği gerekçesiyle bozulması gerekirken yazılı gerekçeyle bozulması yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.