Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/5023 Esas 2016/5640 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5023
Karar No: 2016/5640

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/5023 Esas 2016/5640 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/5023 E.  ,  2016/5640 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; birleşen tedbir nafakası davasının reddi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebinin reddi, müşterek çocuk yararına hükmolunan nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacının manevi tazminat talebi bulunmadığının ve mahkemece de bu hususta bir karar verilmediğinin anlaşılmasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2- Davalı-davacı kadın birleşen davası ile kendisi ve müşterek çocuk yararına Türk Medeni Kanununun 197. maddesi kapsamında tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispat edememesinden bahisle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Evlilik sürerken birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır (TMK m. 197/son). Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmiş ise hakim, velayeti eşlerden birine verebilir (TMK m. 336/2). Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK m .328/1). Eldeki davada eşler fıilen ayrı yaşamaktadır. Müşterek çocuk ise anneyle birlikte kalmaktadır. Davacı-davalı babanın çocuğa bakım yükümlülüğü sürmektedir. Bunun için davacı annenin ayrı yaşamakta haklılığının kanıtlanmasına gerek yoktur. O halde, mahkemece, davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasında müşterek çocuk yararına talep ettiği Türk Medeni Kanununun 197. maddesinden kaynaklanan tedbir nafakası talebinin kabulü gerekirken, müşterek çocuk yararına talep olunan tedbir nafakasını da kapsayacak şekilde bağımsız tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3- Taraflar, cevaba cevap ve 2. cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarım genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m. 141/l). Somut olayda davalı-davacı kadın tahkikat aşamasına geçildikten sonra 28.10.2014 havale tarihli dilekçe ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş, davacı-davalı taraf ise bu talebe açıkça muvafakat etmemiştir. Bu talep iddianın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı-davacı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde, davalı-davacının yoksulluk nafakası talebi hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. -
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.03.2016 (Salı)


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.