3. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/8977 Karar No: 2014/9957 Karar Tarihi: 19.06.2014
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/8977 Esas 2014/9957 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2014/8977 E. , 2014/9957 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 10. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/02/2011 NUMARASI : 2010/145-2011/150
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı A.. C.. tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili 10.02.2010 dilekçesinde; davalılardan İ.. C.."ın aboneliğine ait yerde diğer davalı A.. C.."ın fiili kullanıcı olarak sözleşmeden su tükettiğini belirterek, toplam 5.424 TL" nin tahsilini talep etmiştir. Davalılar, cevap dilekçesi vermemişlerdir. Mahkemece; davalı İsmail"in sözleşme gereği, davalı Abdullah"ın da fiili kullanıcı olarak sorumlu olduğu gerekçe gösterilerek ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile 5.424.10 TL"nin (2.686.88 TL) asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulamak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Hükmü, davalı A.. C.. temyiz etmektedir. Dosyada bulunan nüfus kayıt örneğinden davalı İ.. C.."ın dava tarihinden önce 01.04.1992 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Kişilik ve bununla birlikte medeni haklardan istifade ehliyeti ölüm ile son bulduğundan (MK.28 md) ölmüş bir kişinin taraf ehliyeti yoktur. Nitekim, 04.05.1978 gün ve 4-5 sayılı İBK" da ölü kişi aleyhinde dava açılamayacağı vurgulanmıştır. Şu durumda, davalılardan İ.. C.. hakkında açılan davanın bu nedenle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; davacı tarafından düzenlenen 04.01.2010 tarihli abone hesap kartı uyarınca tahakkuksuz, açma kapama, su bedeli, gecikme cezası kalemlerinden oluşan toplam 5.424. TL tahakkuk uyarınca talepte bulunulmuştur. Mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davacının ödemesi gereken bedelin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.