3. Hukuk Dairesi 2014/2332 E. , 2014/9953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BESNİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2012
NUMARASI : 2004/334-2012/215
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili 09.08.2014 tarihli dava dilekçesinde; davacıların kızı olan T... M.. "in 05.02.2002 tarihinde Tedaş"a ait elektrik direğine tırmandığı, direkte bulunan elektrik akımına kapılarak ağır yaralandığı, Tuğba"nın olaydan önce de sara hastası olduğu ve zaman zaman akli dengesini yitirdiği, olaydan sonra akli dengesini devamlı yitirdiği ve güç kaybı meydana geldiği, olay nedeniyle annesi Gülşen hakkında açılan ceza davasında annenin beraat ettiğini, davalı Tedaş"ın kusuru nedeni ile meydana gelen olaydan dolayı, Tuğba için 20.000 TL manevi- 1000 TL maddi, (ıslah ile 130.263.93 TL) anne Gülşen için 10.000 TL manevi-1000 TL maddi, baba H. Ali için 10.000 TL maddi - 1000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; zamanaşımı nedeniyle ve olayda idarenin kusuru bulunmayıp davacı küçüğün kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı Tuğba"nın olay nedeniyle hayatını normal şekilde devam ettirmesinin imkansızlığı, bunun sonucunda fiziken ve ruhen büyük sıkıntılar çekeceği, anne ve babasının da manen ve madden olumsuz şekilde etkilenecekleri, tüm bu sonuçlardan davalı kurumun BK" nun 58. maddesi gereğince kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca sorumlu olduğu ve davanın zamanında açıldığı gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile 3.000 TL tazminat tutarının dava tarihinden, 127.263.93 TL" nin ıslah tarihi olan 01.11.2007 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara eşit şekilde verilmesine, davacı Tuğba için 20.000 TL, davacı Haci Ali ve Gülşen için 10.000"er TL, toplam 40.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ek raporda belirlenen fazla miktar için 58.526,87 TL davacıların tazminat davası açma haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Somut olayda; dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu raporuna göre, Tuğba" nın %78 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme sürecinin 18 aya kadar uzayacağı; bu sürede %100 malül sayılacağı belirtilmiştir. Kusura ilişkin alınan ilk bilirkişi raporunda, anne- babanın % 100 kusurlu olduğu, ikinci raporda davalının kusuru bulunmayıp Tuğba"nın %100 kusurlu olduğu, son raporda ise; anne-babanın %20, kazalının %20, davalının ise; %30 kusurlu olduğu, ayrıca olayda %30 kaçınılmazlık faktörü bulunduğu açıklanmıştır. Maddi tazminata ilişkin hükme esas olan bilirkişi raporunda ise; son kusur raporundan sözedilerek, ancak kaçınılmazlıktan dolayı indirim uygulamanın mahkemenin takdirinde olduğu belirtmek ve maddi tazminat hesabında davalı idarenin %60 kusuru dikkate alındığı açıklanarak 188.790.802 TL maddi tazminat hesaplanmıştır.
Mahkemece, kararda tüm bilirkişi raporları birbiriyle çeliştiği, bu çelişki giderilmeden ve raporlara itibar edilmeyerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
HUMK"nun 275. ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.
Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde; "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Bu durumda, mahkemece; önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan alınan raporlardaki çelişkileri de giderecek biçimde rapor alınarak, kusur oranı belirlenmeli sonuca göre gerekirse maddi tazminata ilişkin de yeniden rapor alınmalı ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bundan ayrı olarak; davacılar vekilinin 25.08.2008 tarihli dilekçesi ile davacılar Gülşen ve H.Ali açısından talep ettikleri maddi tazminattan vazgeçtiği de dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, bilirkişilerce yalnızca Tuğba için hesaplanan maddi tazminat esas alınarak ve hükmedilen tazminatın "davacılara eşit şekilde verilmesine" ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.