11. Ceza Dairesi Esas No: 2015/4877 Karar No: 2017/7495 Karar Tarihi: 06.11.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/4877 Esas 2017/7495 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar, başka kişilere ait senetleri bankaya vererek kredi çekmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlemişlerdir. Sanıklar hakkında benzer suçlardan başka davaların da olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, zincirleme suçun oluşacağı ve önceki cezanın mahsup edilebileceği belirtilmiştir. Kararda, TCK'nun 204-212. maddelerinin belgede sahtecilik suçlarını düzenlediği ve bu suçların kamu güvenine karşı işlendiği ifade edilmiştir. Ayrıca, belgede sahtecilik suçunun işlenmesiyle haksızlığa uğrayan kişilerin zarar görebileceği belirtilmiştir. Kararın sonunda, sanıkların mahkumiyetine hükmedilmiş, ancak kararın bazı nedenlerle bozulduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise, TCK'nun 204-212. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nun 43/1 ve 43/2. maddeleri ve 53. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararıdır.
11. Ceza Dairesi 2015/4877 E. , 2017/7495 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar ... ve ... müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1-Belgede sahtecilik suçlarında suçun konusu belge olup korunan hukuki yarar kamu güvenidir. Nitekim belgede sahtecilik suçlarına ilişkin TCK"nun 204-212. maddeleri Kanunun Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. Bununla birlikte belgede sahtecilik suçunun işlenmesiyle haksızlığa uğrayan gerçek ve tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkündür. Belgede sahtecilik suçunun işlenmesi nedeniyle farklı kişilerin çıkarlarının zedelenmiş olması suçun bu öncelikli niteliğini değiştirmeyeceği gibi zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına da engel değildir. Bu açıklamalara göre, sanıkların aldıkları kredilerin tahsili amacıyla müştekiler ... ve ... adına sahte 4 adet bono düzenleyerek, farklı tarihlerde katılan Türk Ekonomi Bankası A.Ş..... Şubesine ibraz etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; dosya kapsamı ve UYAP kayıtlarının incelenmesinde; sanıklar hakkında benzer şekilde kredi karşılığı sahte bono ibraz etmekten yargılandıkları başkaca davaların da bulunduğunun anlaşılması karşısında, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, farklı gerçek kişilere ait olan senetlerin aynı anda bankaya verilmesi halinde eylemin 5237 sayılı Yasanın 43/2. maddesi kapsamında; farklı zamanlarda verildiğinin tespiti halinde ise TCK.nun 43/1. maddesindeki zincirleme suçun oluşacağı cihetle; sanık hakkındaki diğer dosyaların getirtilip onaylı örneklerinin dosya arasına alınmasından sonra, zincirleme biçimde işlenmiş tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğunun kabulü halinde, sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle tayin olunan cezadan kesinleşmiş ise önceki cezanın mahsup edilebileceği, söz konusu davaların bu yönüyle incelenmesi ile gerekli ve mümkün görülmesi halinde birleştirilmesi, sanıkların hukuki durumunun da buna göre belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Kabule göre de; a)Sanık ... yönünden “31.10.2008“ ve sanık ... yönünden “21.06.2007“ olan suç tarihlerinin, gerekçeli karar başlığında “06.06.2007-11.06.2007-2008-2009“ olarak yanlış yazılması, b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi‘nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.