1. Hukuk Dairesi 2019/2586 E. , 2021/1682 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi davacının istinaf istemini kabul ederek HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereği yerel mahkeme kararını kaldırmış ve iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ..."nın 109 ada 43 parsel sayılı taşınmazını davalıya mirasçıdan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın yaşı ve hastalığı nedeniyle bakıma muhtaç olduğunu, bakım akdinin tüm gereklerini yerine getirdiğini, mirasbırakanın dava dışı bir taşınmazının satış bedelini paylaştırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin mal kaçırmak amaçlı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacının istinaf istemi kabul edilerek HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereği yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."nın 01.06.2016 tarihinde öldüğü, geride davacı kızı ... ile davalı oğlu ..."in mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın dava konusu 109 ada 43 parsel sayılı taşınmazını 30.07.2015 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ..."e devrettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmaz dışında terekesinde 5 adet tam maliki, 2 adette paydaşı olduğu toplam 7 adet tarla vasıflı taşınmazı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ne var ki, mirasbırakanın ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmaktaki asıl amaç ve iradesinin belirlenebilmesi açısından temlik dışı taşınmazlarıyla ilgili yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığından söz etmek mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mirasbırakanın temlik dışı taşınmazlarının değerlerinin keşfen saptanıp, çekişme konusu taşınmazın tüm mal varlığı içindeki oranı belirlenerek temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığı ve buna göre muvazaalı yapılıp yapılmadığının, yukarıda açıklanan ilkeler ve toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, aynı Kanun′un 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.