14. Hukuk Dairesi 2015/1132 E. , 2016/7857 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı davalı kooperatiften .. 05/04/2004 tarih ve 7169 yevmiye nolu ... bağımsız bölümü satın aldığını ve taşınmazda ikamet ettiğini, ancak davalının tescilden kaçındığını ileri sürerek, 2 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile dına tescilini, mümkün olmadığı takdirde arsa payı oranında pay verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, kooperatif yönetim kurulunun yaptığı satış vaadi sözleşmesinin genel kurul onayına sunulmadığını, yapılan satışın kooperatifin açıkça zararına olduğunu ve kooperatifi bağlamadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde henüz kat irtifakı kurulmadığı ve 2 nolu bağımsız bölümün arsa payınında belli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, duruşmalı olarak yapılan ön inceleme aşamasında verilen ara karar ile tahkikat aşamasına geçilerek davanın esası hakkında karar verildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 137. maddesinde "Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların
./..
2015/1132 - 2016/7857 -2-
üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez" şeklinde ön incelemenin kapsamı belirlenmiştir. Taraflar ihtilaflı konularda sulh olmazlarsa veya arabuluculuğa başvurmazlarsa tahkikat için tüm hazırlık işlemleri tamamlanmış olduğundan tahkikat aşamasında sadece varsa tanık dinlenmesi, keşif ve bilirkişi gibi usul işlemlerin yapılması gerekir.
Tahkikat aşamasında, HMK"nun 143/1. maddesine göre, tarafların davada ileri sürdükleri bütün iddia ve savunmalar birlikte incelenir.
HMK"nun 147/1. maddesinde, tarafların ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edileceği hüküm altına alınmıştır. Yine aynı yasanın 186. maddesinde; "mahkemenin, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla tarafları davet edeceği, sözlü yargılamada mahkemenin taraflara son sözlerini soracağı ve hükmünü vereceği" öngörülmüştür.
Somut olayda; eldeki davanın 04.04.2014 tarihinde açıldığı, davacının dava dilekçesinde iddiasının dayanağı olarak ileri sürdüğü vakıaları ve bunları hangi delillerle ispat edeceğini gösterdiği, davalının da cevap dilekçesinde savunmasının dayandığı vakıaları ve tanık dahil tüm delillerini bildirdiği anlaşılmaktadır. Davacı ve vekili ile davalı vekilinin 30.10.2014 tarihli ön inceleme duruşmasına geldikleri, sulh olmayacaklarını ve arabulucuya müracaat etmeyi düşünmediklerini bildirmelerinden sonra mahkemece doğrudan tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilerek, yukarıda değinilen usul hükümleri yerine getirilmeksizin ve taraf delilleri toplanmaksızın, davanın esası hakkında hüküm kurulduğu görülmektedir.
Bilindiği üzere HMK"nun 27. maddesinde ifadesini bulan hukuki dinlenilme hakkı "1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. 2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir."
Bu durumda davacının gösterdiği deliller toplanmadan karar verilmesinin Anayasanın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde ifadesini bulan adil yargılanma hakkı ile HMK"nın 27. maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu açıktır.
./..
2015/1132 - 2016/7857 -3-
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nun 320/1. maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunmadığı da açıktır.
O halde, mahkemece yukarıda belirtilen usul kuralları yerine getirilmeden ve tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmadan sonuca gidilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2016 oybirliğiyle karar verilmiştir.