11. Ceza Dairesi 2016/2707 E. , 2017/7485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) Sanık hakkındaki sahte fatura kullanmak suçuna ilişkin olarak;
1- Sahte fatura kullanmak suçunu işlediği iddia edilen sanığın savunmasında sahte fatura kullanmadığını, suç konusu faturaların aldığı mallara ilişkin olduğunu beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi bakımından, sanığın düzenlemiş olduğu faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairelerinden sorulması, yapılmış ise vergi raporlarının dosya arasına alınması, mal ve hizmet alımında bulunduğu şirket yetkilileri hakkında sahte fatura düzenlemekten dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a)Sahte fatura kullanmak suçundan 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği; sanığın 2006 takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullandığının tespiti halinde hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Sanığın yüklenen "sahte fatura kullanmak" fiili nedeniyle bir zararın bulunup bulunmadığı ve bu zararın ödenip ödenmediği katılan kurumdan sorulup araştırılmadan ve ertelemeye göre daha lehe sonuç doğuran ve öncelikle uygulanması gereken 5728 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile zararın giderilmediğinden bahisle uygulanmamasına karar verilmesi,
c) Gerekçeli karar başlığında, sahte faturaların en son 2006 yılının Aralık ayında KDV indiriminde kullanıldığı gözetilerek 21.01.2007 olması gereken suç tarihinin 2006 yılı olarak yazılması,
d)Güvenlik tedbiri olması nedeniyle kazanılmış hak oluşturmayacağından, TCK"nın 51/3. maddesine göre, cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresinin alt sınırının hükmolunan ceza miktarından az olamayacağı gözetilmeden, ceza miktarından daha az denetim süresine hükmedilmesi; 5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde; "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde sanığın ertelenen cezasının kalan kısmının çektirilmesine" karar verilerek infazın kısıtlanması,
e) Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
B) Sanık hakkındaki defter ve belgeleri ibraz etmeme suçuna ilişkin olarak;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünden mahkemeye kanaat geldiğinden cezası ertelenen ve suç tarihlerinde engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında yasanın aradığı objektif ve sübjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, katılan kurumun zararının karşılanmadığından bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- Gerekçeli karar başlığında, defter-belge ibraz etme istem yazısının sanığa tebliğ edilmesinden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan 24.11.2010 olması gereken suç tarihinin 2010 yılı olarak yazılması,
3- Kabule göre;
a)Güvenlik tedbiri olması nedeniyle kazanılmış hak oluşturmayacağından, TCK"nın 51/3. maddesine göre, cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresinin alt sınırının hükmolunan ceza miktarından az olamayacağı gözetilmeden, ceza miktarından daha az denetim süresine hükmedilmesi ile 5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde; "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde sanığın ertelenen cezasının kalan kısmının çektirilmesine" karar verilerek infazın kısıtlanması,
b) Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sahte fatura kullanma suçu yönünden ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 06.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.