Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1070
Karar No: 2016/7854
Karar Tarihi: 05.10.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/1070 Esas 2016/7854 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/1070 E.  ,  2016/7854 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.02.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, temliken tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Somut olayda; davacının kayden maliki olduğu 2034 ada 2 parsel sayılı taşınmazında mevcut binanın komşu 1sayılı parsele taşkın bulunduğu ve bu taşkınlığın 2981 Sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu meydana geldiği dosya kapsamıyla sabittir.
    Bilindiği gibi, yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır. Diğer taraftan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 298l Sayılı Yasanın, 3290 Sayılı Yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş ve imar uygulaması sonucu bu yer davalıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Bu durumda, kendi taşınmazı üzerine yaptığı yapının bir kısmı veya tamamının imar uygulaması sonucu davalı parselinde kalan davacının Türk Medeni Kanununun genel hükümlerine göre (722 -725 maddeleri) dayanarak açtığı temliken tescil davası dinlenemez. Zira bu gibi olaylarda öncelikle anılan madde koşulları bulunmamaktadır. Yapı sahibi kendi levazımı ile başkasının arazisine değil kendi arazisine yapı yapmıştır. Öte yandan davacının yapısının davalı taşınmazında kalması özel bir kanun olan İmar Kanunu uygulamasından doğmuştur. Böyle olaylarda ne yapılması gerekeceği önceki 6785 sayılı İmar Kanununun 42/c,yürürlükte bulunan 3194 Sayılı İmar Kanununun 18, 2981 sayılı İmar Affı Kanununun 10/c maddesi ile düzenlenmiştir. Bu özel hüküm dururken genel hükümlerin uygulanmasına usul kuralları engel teşkil eder. Esasen söz konusu maddelerde açıklandığı üzere bu yapıların kural olarak korunması değil, yıkılması gerekmektedir.
    Hal böyle olunca; mahkemece tapu kaydının dayanağı olan idari işlem iptal edilmeden temliken tescil davasının dinlenemeyeceği şeklindeki yanılgılı gerekçeyle davanın reddedilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün yukarıda açıklanan gerekçeyle onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi