10. Hukuk Dairesi 2017/6689 E. , 2018/4585 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun, "ödeme emri" başlığını taşıyan 55"inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, "ödeme emrine itiraz" başlıklı 58"inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Anlaşılacağı üzere, "menfi tespit" niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının hak düşürücü nitelikte olan yedi günlük süre içerisinde açılması zorunludur.
Dava, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu kooperatifin prim borçları nedeniyle gönderilen ödeme emrinden kaynaklı yaşlılık aylığından yapılan kesintilerin iptali ile, iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin kararı yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Davacı dava dilekçesinde takip nosu belirtmemiş, dilekçesine ek icra başlıklı belgeden kesintiye dayanak 2013/13771 ve 2013/24280 esas nolu takiplerin olduğu anlaşılmaktadır.Yine kurum 05.07.2017 tarihli yazı cevabında davacının maaş haczine dayanak takip nolarını 2013/13771, 13772, 24280, 24281 olarak bildirmiştir. Dairemizin 2016/11090 esas sayılı bozma ilamında da buna işaret edilmiş ve dayanak ödeme emirlerinin kurumdan getirtilerek bir değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Bozma ilamından önce dosya kapsamında bulunan 2013/13771 takip nolu ödem emrinin davacı adına tebliğe çıkartılmasına rağmen kooperatif adresine gönderildiği ve burada ehil ve yetkili sıfatıyla ... imzasına 13.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, bir hukuki işlemin, ilgilileri hakkında hüküm ifade edebilmesi için tebliği şart olup, Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca yapılacak tebligatların usulü de 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile düzenlenmiş bulunmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 132. maddesinde de; ""Bu kanun gereğince yapılacak bildirimler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır."" hükmü öngörülmektedir.
Tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle, tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri tamamen şeklidir. Kanunun
./..
amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hâl böyle olunca, kanun hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.
Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.”; Yönetmeliğin 16. maddesinde, “Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. İlgili düzenleme karşısında adres kayıt sisteminde kayıtlı olan gerçek kişilere 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35. maddesine dayanılarak tebligat yapılamaz. 7201 sayılı Yasanın 21-33 maddeleri tebligat usulünü düzenlemektedir.
Gerçek kişilere yapılacak tebligatta 7201 sayılı yasanın öngördüğü prosedür uygulanmaksızın kooperatif adresinde kooperatif yetkilisi olduğu anlaşılan ...a yapılan tebligat davacı açısından geçerli kabul edilemez.
Bozma ilamından sonra getirtilen ve mahkemece hükme konu edilen 2013/13772, 2013/24280, 2013/24281 takip nolu ödeme emirlerinin ise davacı adına düzenlenmediği kooperatif adına düzenlediği dosya kapsamı ile belirgin olduğu yine bunlardan 2013/24280-24281 takip nolu olanın kooperatif adresinde İsmail Tayan adına tebliğ edildiği bu şahsın hangi sıfatla tebliğ aldığının şerhe eklenmediği, 2013/13772 takip nolu ödeme emrinin de yine kooperatif adresine gönderildiği ve burada ehil ve yetkili ... imzasına 13.03.2013 tebliğ edildiği ve anılan tebligatların yukarıda belirtilen yasal gerekçe çerçevesinde geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca geçersiz tebligatlar karşsında hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsetmek mümkün değildir. Mahkemece davanın yasal 7 günlük süre içinde açıldığı kabulü ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.05.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.