14. Hukuk Dairesi 2016/1939 E. , 2016/7830 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.04.2008 ve 16.02.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, kademeli olarak tazminat, birleştirilen davada ise itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptal ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabulüne, birleştirilen davanın usulden reddine dair verilen 06.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.10.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... ile karşı taraftan davalı vekili Av. .....geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Asıl davada davacı, dava dışı...’nun vaat borçlusu olduğu 11.12.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 749 sayılı parseldeki 11 numaralı bağımsız bölümün davalıya satışının vaat edildiğini, satış bedeli olarak kararlaştırılan 35.000,00 TL’den 23.500,00 TL’nin kendisi tarafından minare, taş, malzeme ve işçilik bedeli karşılığı ödenmesinin kararlaştırıldığını, minarenin yapıldığını, 11.500,00 TL’nin ise davalının eşine elden peşin ödediğini, böylelikle tüm sözleşme bedelinin kendisi tarafından karşılandığını ileri sürerek, 11.12.2003 tarihli sözleşmenin konusu olan 11 numaralı bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline, bu istemi kabul edilmediği takdirde minare, malzeme ve işçilik tutarının güncelleştirilmiş karşılığı olan 87.100,00 TL ile davalının eşine peşin olarak ödenen 11.500,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Birleştirilen davada ise, davalı hakkında minare, taş, malzeme ve işçilik bedeli 87.100,00 TL’nin tahsili için icra takibi yapıldığı, yapılan takibe itiraz edildiği belirtilerek itirazın iptali ve %40 oranında inkar tazminatı isteminde bulunmuştur.
Davalı, zamanaşımı def’inde ve derdestlik itirazında bulunmuş, satış bedellerinin bütünüyle kendisi tarafından ödendiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davadaki tapu iptali ve tescil istemlerinin reddine, ikinci kademedeki 87.100 TL alacağa ilişkin talebin derdestlik sebebiyle reddine, 11.500 TL yöününden talebinse esastan reddine, birleştirilen itirazın iptali davasının ise .... İcra Dairelerinde yapılmış bir takip bulunmadığından reddine karar verilmiştir. Karar, Dairemizce “Bozma ilamında davacının .. 2. İcra Müdürlüğünün 2006/6506 sayılı dava dosyasında davalı aleyhine 87.100,00 TL asıl alacak ve işlemiş faizin tahsili için icra takibi yaptığı, davalının bu takibe itiraz ettiği, davacının .... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/67 Esas sayılı dosyasında açtığı itirazın iptali davasında mahkemece takip yetkisiz icra dairesinde yapıldığından dava dilekçesinin reddine karar verildiği bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu durumda orta yerde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından, davacının takip konusu yaptığı miktarı alacak davası olarak talep edebileceği bu nedenle ikinci kademedeki isteğin incelenmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Mahkemenin de bozma kararında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak karar verme mükellefiyeti doğar..."gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak tapu iptali ve tescil davası ile 11.500,00 TL alacağa ilişkin davanın esastan, 87.100,00 TL alacağa ilişkin talebin kısmen kabulü ile 61.778,99 TL"nin 17.04.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, birleştirilen davanın ise yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda: mahkeme tarafından yapılan keşif sonrası aldırılan 14.04.2014 tarihli inşaat bilirkişisi raporunda dava konusu minarenin malzeme ve işçilik olarak inşaa değeri 22.000 TL olarak belirlenmiş, tarafların itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 20.11.2014 tarihli ek raporda önceki 14.04.2014 tarihli değerlendirme ve sonuç bölümünde bir değişiklik olmadığı, ancak minarenin içinin temizlenmesi, minarenin gövde bölümünün çıkarılabilecek hale getirilmesi halinde gövde bölümünün yeniden değerlendirilebileceği görüş ve kaanatine varıldığı belirtilmiştir.Yine tarafların itirazı üzerine başka bir inşaat mühendisi bilirkişisinden alınan raporda dava konusu minarenin imalatının yapım bedeli 61.778,99 TL olarak bulunmuş tespit edilen bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, raporlar arasındaki bedel farkının neden kaynaklandığı anlaşılamamıştır.
Mahkemece taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak dava konusu minarenin malzeme ve işçilik değeri objektif kriterlere göre üç kişilik bilirkişi heyetine yeniden hesaplatılıp ve çelişkiler giderilmek suretiyle hüküm kurulması gerekir.
Açıklanan bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.