17. Hukuk Dairesi 2015/12549 E. , 2018/6551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; ... sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın, yaya olduğu sırada müvekkili ..."ya çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kaza neticesinde iş göremez durumda olduğunu, işsiz ve bakıma ve yardıma muhtaç hale düştüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL geçici iş göremezlik zararı 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmişir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacının kesin sürede delil avansını yatırmamadığından davasını ispatlayamaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120.maddesinde; dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir.
Maddede ayrıca, 1086 sayılı Kanunda yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde, gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır (Yön. m. 45/3).
Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir (YHGK"nın 12.12.2012 gün 2012/9-1170 E.2012/1172 K.).
Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında; mahkemece 30/12/2014 tarihli tensip kararı ile belirlenen yargılama gider avanslarını verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesi ile HMK 115/2. maddesi gereği davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; davacının dava açarken adli yardım talebi olup, mahkemece adli yardım talebinin red edilmesi üzerine bu karara itiraz edilmiş ve itirazı inceleyen Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesince itiraz red edilmiş, itirazın red edilmesinden sonra davacı 27,20 TL başvurma, 174,19 TL peşin harcı ve 140,00 TL gider avansı yatırmıştır. Bu aşamadan sonra eksik
yargılama gider avansı tekrar belirlenerek, davacıya ayrıntılı ve sonuçlarını da hatırlatır şekilde HMK 120. maddesi gereği 2 haftalık kesin süre verilmesi gerekirken, bu süre verilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmeyip kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 28/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.