19. Hukuk Dairesi 2014/13897 E. , 2015/11115 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ile davalı vek.Av. .un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin icra takibine konu senetlerin lehtarı olan dava dışı ..den 30.03.2008 tarihli satış sözleşmesi ile satın aldığı villaya karşılık olmak üzere verilen icra takibine konu her biri 1.560,00 TL bedelli 11 adet senedin dava dışı lehtara... Asliye Hukuk Mahkemesi"nde sözleşmenin feshi ve bu senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti için açılan davanın kabulüne karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, bu dava kapsamında karar kesinleşinceye kadar senetlerin ödenmesinin durdurulmasına dair verilen tedbir kararının davalı bankanın senetlerin bulunduğu Suadiye Şubesine de bildirildiğini, sözleşme tarihi 30.03.2008 olmasına rağmen icra takibine konu senetlerde tanzim tarihinin 20.02.2008 olduğunu, bu durumda senetlerde keşide tarihi sonradan konulduğundan senetlerin kambiyo vasfı bulunmadığını, davalı bankaya senetlerin icraya konulmasının durdurulmasına dair tedbir kararı tebliğ edildiği halde davalı bankanın kötü niyetli olarak işbu senetleri icra takibine koyduğunu, senetlerin mahkemece iptal edildiğine dair kararın da davalı bankaya bildirildiğini, kaldı ki icra takibine konu senetlerin davalı bankaya dava dışı lehtar firma tarafından tahsil cirosu ile verildiğini ileri sürerek, takibin iptaline ve takibe konu senet ve bankanın elinde bulunan diğer tüm senetlerin müvekkiline iadesine, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ... arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, söz konusu senetlerin kredi borcunun ödenmesi için ciro yolu ile müvekkiline devredildiğini, borcun ödenmemesi üzerine protesto çekilerek icra takibine konulduğunu, müvekkilinin davacı ile dava dışı senet lehtarı arasındaki davanın tarafı olmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşmenin de tarafı olmadığını, senetlerin teminat senedi olduğuna dair üzerinde bir ibare bulunmadığını, müvekkilinin iyiniyetli hamil konumunda olduğunu, dava konusu senetlerdeki cironun temlik cirosu olduğunu, davacının işbu senetlerin tanzim tarihlerinin anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğunu yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, kaldı ki tanzim tarihi yazılmamak suretiyle açık bono düzenlenmesinin yasal olarak mümkün olduğunu ileri sürerek, davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bankacı bilirkişi raporuna göre; dava konusu senetlerin arkasındaki cironun temlik cirosu olduğu, davacı ile dava dışı şirket arasındaki şahsi defilerin davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, söz konusu senetlerin davalı bankaya lehtar firmadan 11.04.2008 tarihinde tevdi edildiği, davacının ise dava dışı lehtar şirkete 06.01.2009 tarihinde sözleşmenin feshi davasını açtığı, bu durumda davalı bankanın işbu davadan haberdar olmadan senetleri devraldığı, davalı bankanın senetleri iktisabında kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, senet teslimi sırasında banka çalışanının kağıt üzerine el yazısı ile “tahsil” yazmasının da banka içi iç yazışma niteliğinde olduğunun kabul edildiği, dava konusu senetlerin davalı bankanın kredi alacağına karşılık teminat teşkil etmek üzere temlik cirosu ile davalıya devredildiği, davalının yetkili hamil olduğu gerekçesiyle davanın reddine, icra takibinin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmemiş olduğundan davalının tedbir talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
B