Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5660
Karar No: 2016/7822
Karar Tarihi: 04.10.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/5660 Esas 2016/7822 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/5660 E.  ,  2016/7822 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.09.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 22.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili duruşmasız olarak davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.10.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı Hazine vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    -KA R A R-
    Davacı Hazine vekili 22.09.2006 tarihli dilekçesiyle 08.03.1988 tarih 6 sıra no"lu kayıtlı 52 parça taşınmazın belediye adına kayıtlı iken öncesinin mera olması nedeniyle mülkiyetinin Hazine"ye ait olduğunun tespitine dair 1987/7 Esas 1991/35 sayılı hakem kararının 18.5.1992 tarihinde 1. Hukuk Dairesi"nden geçip kesinleştiğini ayrıca ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/ 129 Esas – 170 Karar sayılı ilamı ile 800.469 metrekare tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tescil hükmünün 1. Hukuk Dairesi"nden geçip 21.07.1993 tarihinde kesinleştiğini ancak tescil ilamı tapuda infazı yapılmadığından 1988 tarihli imar uygulaması nedeniyle yola ve yeşil alana terk edilen 202.913 m2"lik toplam 71 adet parselin yoldan ihdas suretiyle imar parseline dönüştürülerek davalı ... adına arsa cinsiyle kayıt edildiği kısmen yazlık inşaatların devam ettiğini beyanla listesi bildirilen 71 adet tapuda davalı ... adına olan kayıtların iptali ile Hazine adına tescili istenmiştir.
    Davalı ... vekili dava konusu taşınmazların şehrin merkezinde olup rayiç bedellerinin yüksek olduğu kısmen payların satılmış olduğu, davacının idare mahkemesinin 2007/134 – 1170 sayılı dosyasında açmış olduğu imar planının iptali davasının süre yönünden rededdilip 20.10.2009 tarihinde
    kesinleştiğini 31.10.1986 ve 04.07.1996 tarihinde kesinleşen uygulama imar planlarına göre taşınmazların ihdasları kapanan tüm kadastro yollarından geldiği, İmar Yasası"nın 18. maddesinin uygulandığı, bu nedenle davacı Hazine"nin tescil ilamı tapuda infazı yapılmadığından, mera kanunun 27.05.2004 tarihinde eklenen geçici 3. maddesine göre inceleme yapılarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddiyle, Mera Kanunu"nın geçici 3. maddesinin 3. kişilere devredilen yerlere ilişkin tapu iptali ve tescil hükümlerinin kurulamayışı ile eski imar planına dönülmesinde zorluklar olduğu bu nedenle geçici 3. maddenin uygulama yeri olmadığı, 25.09.2012 ve 28.05.2013 tarihinde yapılan keşifler sonucu taşınmazların değerleri belirlendikten sonra davacı Hazine dayanmış olduğu tescil ilamları TMK 705. maddesi gereğince mülkiyet hakkını kazanmış olduğundan yeniden yapılan imar değişikliği nedeniyle davalı belediyenin mülkiyet hakkı kazanamayacağı nedeniyle hüküm fıkrasında belirtilen 68 ayrı parselde davalı belediyenin paylı veya tam malik hisselerinin iptali ile Hazine adına tesciline, dava konusu diğer 482 ada 1 parsel (19-39 ve 40 no"lu bağımsız bölümler) dava dışı şahıslar adına kayıtlı olduğundan husumet yönünden reddine, 351.073 TL harcın ve 116.094 TL vekalet ücretinin davalı belediyeden tahsiline masrafların kısmen red oranına göre paylaştırılmasına 22.01.2015 tarihinde karar verilmiştir.
    Davacı Hazine vekili kısmen reddedilen 482 ada 1 parsel sayılı taşınmaz kayıtlı olduğu maliklerinin davaya dahil edilmesi için süre verilmediği nedeniyle ve resen kısmen red kararının bozulmasını istemiştir.
    Davalı ... vekili yukarıda özetlenen savunmalarının, 27.05.2004 tarihli ve 5178 sayılı yasanın 5. maddesiyle 4342 sayılı Mera Kanununa eklenen geçici 3. maddesine göre şartları oluştuğu halde uygulama olanağının her iki keşifte de incelenmediği, keşif raporlarının sadece taşınmazların değerlerine yönelik olduğu nedenleriyle ve resen görülecek yönlerden bozma istemi ile duruşmalı olarak temyiz etmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    1-Dava konusu 482 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 19, 39 ve 40 sayılı bağımsız bölümlerin dava tarihinden önce dava dışı şahıslar adına kayıtlı olması nedeniyle bu bağımsız bölümlere ilişkin davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karşı davacı hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
    2- Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    İmar planı içindeki meralar planın onayıyla birlikte hukuki bakımdan meralık vasfını yitireceğinden, bu yerlerden genel hizmete ayrılanların (yol, park, yeşil saha, gibi) belediye veya özel idareye bedelsiz terkini gerekir. İmar planında genel hizmetler dışında özel mülkiyete konu olabilecek konut, sanayi
    ve ticaret alanı olarak belirlenmiş alanlarda kalan meralar bu vasıflarını yitirmeleri halinde Hazine adına tescili gerekir. ... Dairesinin
    988/328 Esas, 1989/19 Karar sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise "Yolsuz Tescil" olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir. Ne var ki, başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi hükmü koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı sağladığından, artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekir.
    27.05.2004 tarihli 5178 sayılı Kanunun 5. maddesi ile ayrıca 03.06.2007 tarihli 5685 sayılı Kanunun 1.maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanununun bazı maddelerinde değişiklik yapılmış ve eklenen geçici 3. madde ile; "Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşen imar plânları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescilleri yapılır. Ancak, bu nitelikteki taşınmazlardan ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescilleri bedel talep edilmeksizin aynen devam eder. Bunlar hakkında Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir. Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.
    Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır. Evvelce açılan davalarda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen ve kesinleşen kararlara konu olan bu nitelikteki taşınmazların tapuları da talep etmeleri halinde aynı esaslara göre önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilir.
    (Ek fıkra: 3/6/2007-5685/1 md.) Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli
    olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir" şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.
    Yukarıya aynen alınan madde hükmünden anlaşılacağı üzere; 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinin uygulanacağı taşınmazlar, öncesi mera iken yasanın öngördüğü koşulların gerçekleşmesi sebebiyle aslında Hazine adına tescili gereken veya Hazine adına tescili gerekirken gerçek veya tüzel kişiler adına tescil edilecek taşınmazlardır.
    Bir yörede 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesine göre işlem yapılabilmesi için;
    a) Mera, 4342 sayılı Kanunun geçici 3. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 03.05.2005 tarihi itibariyle belediye ve mücavir alan sınırları içersinde bulunmalıdır. Zira bu tarih itibariyle köy sınırları içerisinde bulunan veya bu tarihten sonra belediye ve mücavir alan sınırları içerisine alınan meralarda bu madde hükümlerinin uygulanma olanağı yoktur.
    b) Mera, 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşmiş imar planı içersinde kalmalıdır. Bu tarihten sonra imar planı içerisine alınan veya imar planı bulunmayan yerlerdeki meralarda bu madde hükmü uygulanmaz. Yasa hükmünde geçen "imar planından" maksat ise, her türlü ölçekteki plan yani nazım, uygulama veya mevzi imar planlarıdır.
    c) Meranın yerleşim yeri olarak işgal edilmesi yani bu şekilde kullanılması durumunun da 01.01.2003 tarihinden önce mevcut olması gerekir. Bu tarihten sonra işgal edilerek yerleşim yeri olarak kullanılan meralarda bu madde hükmü uygulanamaz. Bu maddenin uygulanmasında "yerleşim yeri" kavramı konut, konaklama, turizm, sanayi, askeri v.b. amaçlar için kullanılmak üzere planlanarak yapılaşmış veya eskiden beri bu amaçlarla kullanılan şehir, kasaba ve beldelerin üzerinde yapılaşma bulunan yerleşim alanlarını ifade etmektedir.
    d) Diğer bir koşul da meranın mera niteliği ile kullanılmasının teknik açıdan mümkün bulunmamasıdır.
    Bu gibi yerler yasa uyarınca Hazine adına tescili gereken yerler olacağından, mahkemece 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi koşullarının varlığı veya yokluğu üzerinde yeterince durulmalıdır.
    Somut olayda; yapılan araştırma sonunda dava konusu taşınmazların Hakem sıfatıyla verilen 1989/71 Esas, - 1991/35 Karar Sayılı ilam ve ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/129 Esas, 1991/170 Karar Sayılı Yargıtay 1. Hukuk Dairesinden geçip kesinleşen, davacı Hazine adına tescile dair ilamların sınırları içerisinde kalıp, öncesinin mera olduğunun tespit edilmesi halinde öncesi mera olan taşınmazın 01.01.2003 tarihinden önce yerleşim yeri olarak işgal edilen yerlerden olup olmadığı resmi deliller toplanarak bu
    tarihlere yakın tarihlerde çekilen hava fotoğraflarından da yararlanılarak saptanmalı, öte yandan meranın artık mera olarak kullanılmasının teknik açıdan mümkün bulunup bulunmadığı parsel bazında değil, imar planları ve ada bazında ziraatçi bilirkişiye incelettirilmeli, HMK"nın 290. maddesi hükmü gereğince keşfi izlemeye olanak sağlayacak ve bilirkişi raporlarını denetlemeye yardımcı olacak sayıda fotoğraf çektirilerek dosyaya konulmalı, ayrıca davacı hazinenin dava dilekçesinde belirttiği dava dışı 133 ada 137 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili, 1990/129 Esas sayılı dosyada açmış olduğu yargılamanın iadesi davası ve davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/58 Esas sayılı dosyaları da getirtilip incelenerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.11.2015 tarihli, 2014/14-1313 Esas, 2015/2411 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.
    Mahkemece belirtilen bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı hazineden alınarak davalı belediyeye verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi