17. Hukuk Dairesi 2015/12112 E. , 2018/6540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalılar ..., ... ve ... vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin içinde bulunduğu, davalılardan yaşı küçük ..."nin kullandığı araç ile seyri sırasında aşırı hız sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi, ardından bir elektrik direğine ve park halindeki başka bir araca çarpması sonucu kaza gerçekleştiğini, çarpışmadan sonra aracın alev aldığını, kaza sonunda desteğin gerek çarpmanın, gerekse yanmanın etkisiyle feci şekilde hayatını kaybettiğini, davalılardan ..."nin ise, ..."nin babası olup aile reisi sıfatıyla, davalı ...nin işleten sıfatıyla, davalı ...Ş."nin trafik sigortacısı sıfatıyla sorumlu olduğunu açıklayıp 3.000,00 TL maddi tazminat ile desteğin annesi davacı ... için 150.000,00 TL manevi tazminatın, desteğin kardeşi davacı ... için 50.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, hatır savunmasında bulunarak belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini, meydana gelen zararda desteğin de kusurunun bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalı ... aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davacılar vekilince davalılar ..., ... ve ... Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; davacı ... için 38.345,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının, olay tarihi olan 21.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ... ve ... Sigorta A.Ş. den müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı ...nin sorumluluğunun sigorta poliçe limiti ile sınırlı kalmak ve sigorta şirketi yönünden faizin dava tarihinden itibaren başlatılmak suretiyle) davacı ..."a verilmesine, davacı ..."ın fazlaya ilişkin destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, davacı ... için takdiren 1.000,00 TL maddi tazminatın, olay tarihi olan 21.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a verilmesine, davacı ... için 50.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalılar ..., Metin Temelli ve ... vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilince, müvekkillerinin desteğinin yolcusu olduğu aracın tek taraflı kazasında öldüğünü açıklayıp zarar sorumluları olarak aracın sürücüsü, işleteni, trafik sigortacısı ve yaşı küçük araç sürücüsünün aile başkanından destekten yoksun kalma zararının tahsili talep edilmiş; mahkemece, kazaya neden olan yaşı küçük sürücünün babası davalı ... ile kaza arasında doğrudan illiyet bağı kurulamadığından aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davalı yaşı küçük ..."nin ailesinden izinsiz olarak aracın anahtarlarını alıp araç ile seyri sırasında aşırı hız ve direksiyon hakimiyetini
kaybetmesi ile kazanın gerçekleştiği, mahkemece alınan raporda, meydana gelen kazada, davalı yaşı küçük sürücünün %90 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Dava, davalı küçüğün haksız fiilinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, dosya kapsamından davanın haksız fiil faili olan davalının babası olan davalı ... aleyhine, 4721 sayılı MK"nın 369. maddesine dayanılarak ev başkanı sıfatıyla açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Fiil ehliyetine sahip bulunmayan küçükler tarafından haksız fiil işlenmesi durumunda küçük, TBK"nın 47. maddesi uyarınca haksız fiil faili olarak, anne ve babası ise TMK"nın 369. maddesi uyarınca ev başkanı olarak zarar görene karşı sorumludurlar.
Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur.
Bu sorumluluk için ana ilke ev başkanının özen ve gözetim görevini yapmamasıdır. Çocuğun gerçekleştirdiği eylem, onun aile başkanı tarafından tehlikeli ve hukuka aykırı şeyler yapmaktan uzak tutulmadığını kendisine bu konuda gerekli bilgi verilip aydınlatılmamış olduğunu göstermekte ise bu fiiller sonucunda ev başkanı tazmin ile sorumlu olur. Ev başkanının sorumluluğu bir kusuru sorumluluğu olmayıp kusursuz sorumluluk halidir.
Küçükler, temyiz kudretine sahip ise verdiği zarardan bizzat sorumludur, ancak bir çok durumda küçüklerin malvarlığı olmadığı için fiilen, bir çok durumda da hem malvarlığı hem de haksız fiil ehliyeti olmadığı için gerek fiilen, gerekse hukuken sorumlu tutulmaları söz konusu olmamaktadır.
Özen ve gözetime muhtaç kimselerin verdikleri zarardan aile başkanının sorumlu tutulması BK 54 uyarınca hakkaniyet gereğidir. İşte bu tür fiili ve hukuki imkansızlıkları nedeni ile küçük, kısıtlı, akıl hastası veya akıl zayıfı kişilerin zararlarından zarar görenlere karşı başka kişilerin sorumlu tutulması ihtiyacı doğmuştur.
Açıklanan nedenlerle, kazaya neden olan, davalı ..."nin oğlu davalı ... kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup, davalı ... oğlu küçüğün/araç sürücüsünün gerçekleştirdiği eylem sebebi ile küçüğü tehlikeli ve hukuka aykırı şeyler yapmaktan uzak tuttuğunu, kendisine bu konuda gerekli bilgi verip
aydınlatmış olduğunu ispatlayamadığından, zarar ile davalı ... arasında sorumluluk için gerekli illiyet bağı bulunduğundan, davalı, ev başkanı sıfatıyla küçüğün verdiği zarardan sorumludur. Bu durumda mahkemece davalı ..."nin de sorumluluğunun kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı tarafça, desteğin araçta hatır için taşındığı ileri sürülmüş, belirlenecek tazminattan indirim yapılması talep edilmiştir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK"nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda desteğin arkadaşları ile gezmek ve eğlenmek amacı ile araç içinde bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla desteğin gezmek ile araç içinde bulunması bir menfaat karşılığı olmayıp desteğin yararına bir durum olmakla desteğin hatır için taşındığının gözetilerek hükmedilecek maddi tazminattan %20 oranında indirim yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
4-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesine (818 sayılı BK. md. 44) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Somut olayda; davacının yolcusu olduğu araç sürücüsünün kaza tarihinde 14 yaşında olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Desteğin yolcusu olduğu araç sürücüsünün
aynı zamanda arkadaşı olması sebebi ile ve sürücünün yaşının küçüklüğü sebebi ile ehliyetsiz olduğu destek tarafından bilinebilecek bir husus olup, araç sürücüsünün de kural ihlali ile meydana gelen kazada kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşıldığına göre, desteğin bilerek ve isteyerek ehliyetsiz sürücünün aracına yolcu olarak binmesi desteğin müterafik kusurunu oluşturur. Buna göre Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesi (818 sayılı BK. md. 44) uyarınca maddi tazminattan Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranından indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
5-Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, mahkemece manevi tazminat takdir edilirken meydana gelen olaydaki hatır taşıması ve müterafik kusur durumu dikkate alınmaksızın karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve mahkemece hatır taşıması ve müterafik kusur durumları da gözetilerek hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekili ile davalı ...Ş. vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden
davacılar ve davalılar ..., ... ve ... ile davalı ...Ş."ne geri verilmesine 28/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.