10. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/4136 Karar No: 2021/3430 Karar Tarihi: 17.03.2021
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/4136 Esas 2021/3430 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, ödeme emrinin iptali tespiti istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesi, davayı kabul etmiştir. Ancak davalı kurumun vekili istinaf yoluna başvurmuştur ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi, istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, karar tarihinden sonra davadan feragat etmiştir. Feragat, mevcut kanunlar çerçevesinde mümkün olup, Yargıtay uygulamalarına göre, hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek bir karardan sonra ancak dosyayı ele alarak davayı reddetmek mümkündür. 7256 sayılı kanunun “Ortak Hükümler” başlıklı 3. maddesinin 13. fıkrasının ç) bendi, vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmeyeceğini ve bu alacaklar için icra takibi yapılamayacağını öngörmektedir. Bu nedenle, davalının temyiz itirazları kabul edilmiştir ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 ila 312'nci maddeleri, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 91 ila 94'üncü maddeleri ve 7256 sayılı Kanun’un “Ortak Hükümler” başlıklı 3. maddesinin 13. fıkrasının ç) bendi.
10. Hukuk Dairesi 2020/4136 E. , 2021/3430 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi ...
Dava, ödeme emrinin iptali tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, karar tarihinden sonra verdiği 11.01.2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği anlaşılmaktadır. Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307 ila 312"nci maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 91 ila 94"üncü maddelerinde) düzenlenmiştir. Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usûl hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür. Hâkim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulu"nun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 02.6.1982 günlü 1982/376-547sayılı kararları ile 11.04.1940 gün ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay"ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir. 7256 sayılı Kanunun “Ortak Hükümler” başlıklı 3. maddesinin 13. fıkrasının ç) bendinde “Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu itibarla; somut olayda davadan feragat edildiği bildirildiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, davacının 7256 sayılı yasadan yararlanmak amacıyla davadan feragat ettiği gözetilerek, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.