Cinsel saldırı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2021/1690 Esas 2021/4173 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/1690
Karar No: 2021/4173
Karar Tarihi: 09.06.2021

Cinsel saldırı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2021/1690 Esas 2021/4173 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın cinsel saldırı suçundan mahkumiyetine dair yapılan istinaf başvurusu esastan reddedildi. Ancak yapılan incelemede Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yapılan bildirimin zorunlu olmadığına karar verildiğinden, davanın hukuki temsilcisi Bakanlık vekilinin bu süreçte dava açma ve hükmü temyiz etme hakkı olmadığı belirtildi. Kararda, sanık avukatının temyiz itirazlarına da yer verilerek nedenleri ile birlikte incelendi. TCK'nin 61. ve 62. maddeleri ile ilgili olarak ise yetersiz gerekçelerin kullanıldığı ve kanuna aykırı bir durum olduğu belirtilerek kararın bozulması talep edildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 61. ve 62. maddeleri, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 20/2. maddesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237/2. ve 302/2-4. maddeleri.
14. Ceza Dairesi         2021/1690 E.  ,  2021/4173 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Cinsel saldırı
    HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 02.02.2017 gün ve 2016/528 Esas, 2017/41 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, duruşma açılmaksızın yapılan istinaf incelemesi sırasında davaya katılmasına karar verilen Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
    Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin birinci fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar ile TCK"nın 3. maddesinin birinci fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki kanuni düzenlemeler nazara alınarak yapılan değerlendirmede alt sınırdan uzaklaşmayı gerektirir durum bulunmadığı halde kanunda yer alan bir kısım ifadelerin tekrarlanması şeklindeki yetersiz gerekçelerle teşdit uygulanması,
    5237 sayılı TCK"nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararların da gerekçeli olmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda kanun maddesinde yer alan bazı tabirlerin tekrarlanması şeklindeki açıklamanın kanun koyucunun aradığı anlamda kanuni ve yeterli gerekçe niteliği taşımadığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesince bu hususta denetime elverişli gerekçe içerecek şekilde hüküm kurulması gerekirken “..başkaca teşdide ve tahfife yer olmadığına,..” denilmek suretiyle anılan maddenin tatbik edilmemesi karşısında, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 26.05.2017 gün ve 2017/1232 Esas, 2017/1097 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmesine, 09.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.