Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4005
Karar No: 2021/507
Karar Tarihi: 02.02.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/4005 Esas 2021/507 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2020/4005 E.  ,  2021/507 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30/08/2016 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacının hissedar olduğu 9553 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davalının 16.05.2016 tarihinde 125/3593 hisseyi bedelde muvazaa yaparak 415.000 TL’ye satın aldığını, davacı ve diğer hissedarlara ... 61. Noterliğinin 30.05.2016 tarih, 13143 yevmiye numaralı ihtarnameyle satışın ihbar edildiğini, satılan hissenin toplam değerinin 200.000-225.000TL olduğunu, mahkemece belirlenecek rayiç değer üzerinden satış bedeli ve tapu masrafından oluşan depo bedelini yatırmaya hazır olduklarını belirterek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep etmiştir.
    Davalı vekili, eksik harcın ikmal edilmesi gerektiğini, satış bedelinin resmi kanaldan ödendiğini ve muvazaa yapılmadığını, tapudaki satış bedeli ve masrafı depo edilecekse kanuni zorunluluk gereği davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
    Yerel mahkemece, ilk kararında davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin bu karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairemizin 01.10.2019 tarih, 2018/5449 E-2019/6054 K sayılı ilamıyla, yerel mahkemede davacının bedelde muvazaa iddiası kabul görmemiş ise de talebi gibi tapu iptali ve tescile karar verilmesine göre, karar ve ilam harcının tümünün davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken davacının da sorumlu tutulması, buna rağmen bölge adliye mahkemesince davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 95535 ada 4 parselde davalı ... adına kayıtlı 125/3593 pay karşılığı 250 m2 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline; depo edilen 415.000 TL şufa bedeli ile 8.300 TL tapu harcı olmak üzere toplam 423.300 TL"nin karar kesinleştiğinde talep halinde ödeme tarihinde ulaştığı nemalarıyla birlikte davalıya ödenmesine; alınması gerekli 28.915,62 TL harçtan, peşin 170,78 TL harç ile 7.060 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 7.230,78 TL davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına; davacı lehine belirlenen 30.882,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davacı tarafından yapılan 8.523,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Davacı vekili, Dairemizin 01.10.2019 tarih, 2018/5449 E-2019/6054 K sayılı bozma ilamında harçların iadesine karar verilmediğini belirterek tavzih talebinde bulunmuştur.
    1-09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında usuli kazanılmış hak kuralına değinilmiştir. Anılan içtihadı birleştirme kararında tarif edildiği üzere mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur. Buna da usul hukukunda "Usuli müktesep hak" denilmektedir. Mahkeme uyduğu bozma kararına uygun olarak karar vermek zorunda olduğu gibi ilgili Yargıtay Dairesi de kural olarak bozma kararı ile benimsemiş olduğu ilke ile bağlıdır.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi uyarınca, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
    Somut olaya gelince; Dairemizin yukarıda esas ve numarası belirtilen bozma ilamında , karar ve ilam harcının tümünün davalıdan alınmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ve hükmü temyiz eden davacı vekilinin yargılama giderlerine ilişkin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözardı edilerek hüküm kurulmuştur. Bu nedenle önceki karardan farklı olarak davacı lehine 30.882,00 TL vekalet ücreti ve 8.523,03 TL yargılama giderlerine hükmedilmesi; davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi; bunların yanı sıra karar ve ilam harcı yönünden infaza elverişsiz hüküm kurulması doğru değilse de; bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hükmün Tavzihi" başlıklı 305. maddesinde; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
    Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez" hükmüne yer verilmiştir.
    Dairemizin 01.10.2019 tarih, 2018/5449 E-2019/6054 K sayılı ilamının incelenmesinde; Dairemizce hükmün bozulmasına karar verildiği halde, maddi hata sonucu hükmü temyiz eden davacı vekilince peşin yatırılan temyiz harçlarının iadesine karar verilmediği anlaşıldığından, anılan bozma ilamının aşağıda yazılı şekilde tavzihine karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) No’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının; dört, beş ve altıncı bendi hükümden çıkarılarak yerine, “4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 28.915,62 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 170,79 TL peşin harç, 7.060,00 TL ıslah harcı ve 21.637,00 TL bakiye karar harcı olmak üzere toplam 28.867,79 TL’nin mahsubu ile bakiye 47.83 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; 5-Davacı tarafından yatırılan toplam 28.867,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ; 7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 30.482,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine; 8-Davacının yaptığı 29,20 TL başvurma harcı, 10 davetiye gideri 142 TL, 3 müzekkere gideri 30,60 TL, bilirkişi ücreti 1.000 TL, keşif harcı 221,80 TL, keşif araç ücreti 150 TL olmak üzere toplam 1.573.60 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre 3.71 TL"sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; davalı tarafından karşılanan 2 davetiye gideri 22 TL"den kazanılan ve kaybedilen miktar nazara alınarak 21,48 TL"nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
    (2) No’lu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tashih talebinin kabulü ile Dairemizin 01.10.2019 tarih, 2018/5449 E-2019/6054 K sayılı ilamının “Sonuç” kısmına, “Gönderilmesine” ibaresinden sonra gelmek üzere, “Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle ilamın TAVZİHİNE, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.02.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi