2. Hukuk Dairesi 2021/7533 E. , 2021/8629 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma hükmü, manevi tazminat ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Boşanmanın eki niteliğindeki tazminatlar boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel (ödenir) hale gelir. Mahkemece davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminat bakımından boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-İlk derece mahkemesince, tarafların boşanmalarına ve ortak çocukları 2005 doğumlu İremnur ve 2010 doğumlu Ahmet’in velayetleri anneye verilmesine hükmedilmiş, hükmün davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince kadın yararına hükmolunan maddi tazminata ilişkin kısmının kaldırılmasına, erkeğin sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. l;TMK m. 339/1, 343/K 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup re"sen araştırma ilkesi geçerlidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir.
Davalı baba, temyiz dilekçesinde “ davacı annenin 26.02.2021 tarihli beyan dilekçesiyle çocukların velayetlerinin babaya verilmesini istediğini, annenin bu dilekçeye istinaden çocukları kendisine bıraktığını, çocuk şube müdürlüğü talimatıyla çocuklara kendisinin baktığını” belirterek çocukların velayetinin kendisine verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı babanın temyiz dilekçesindeki bu beyanları ve davacı anne tarafından sunulan dilekçe göz önüne alındığında iddia edilen çocuk şube müdürlüğü kayıtlarının getirilmesi, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m. 5) adı geçen ortak çocukların anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve gerektiğinde ortak çocukların bizzat ya da istinabe yoluyla eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendilerinden sorulması (Yargıtay HGK 16.03.2012 tarih, 2011/2-884 esas ve 2012/197 karar ile 22.01.2014 tarih, 2013/2-2085 esas ve 2014/30 karar sayılı kararları) ve tüm deliller birlikte değerlendirilip ebeveynlerinden hangisi yanında kalmalarının menfaatlerine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. benttlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 22.11.2021 (Pzt.)